Osman Gürçay yazdı
Ak Parti İktidarının ilk yıllarında bir 1O Kasım günü her zaman yaptığım gibi Atatürk’ü anmak ve ülkem ve kendi adıma saygı duruşunda bulunmak için Heykel Meydanına gitmiştim.
Tören sonrası kimler çelenk koymuş diye anıttaki çelenkleri okumaya başladım.
Başta Bursa Valiliği olmak üzere resmi kurumların bir siyasi parti hariç bütün siyasi parti il başkanlıklarının çelengi vardı.
Acaba arkada mı kaldı, yoksa adını atladım mı diye bir kez daha dolaştım.
Evet 10 Kasım günü o dönemlerde çok sert bir şekilde Ak Parti iktidarını eleştiren Bursa MHP İl Başkanlığının çelengi Atatürk Anıtında yoktu.
İşin ilginç yanı bir gün sonranın sabahında dönemin MHP Bursa İl Başkanı Hasan Toktaş’ı gazete olarak ziyaret edecektik.
Hasan Toktaş ve ekibi bizi karşıladı ve makamında misafir etti.
Hoş beş faslından sonra siyaseten sohbete başlamadan önce “Başkan, bir soru soracağım eğip bükmeden doğru cevap vermeni istiyorum samimiyetine inanırsam konuyu unutup yazmayacağım” dedim.
Ve “10 Kasım’da tören alanında siz ve çelenginiz neden yoktu?” dedim.
Bana kendisinin görev amacıyla Bursa dışında olduğunu ve çelenk koymak için Gemlik teşkilatından bir partiliye görev verdiğini, sabah saat 10:00 a doğru genç kardeşinin kendisini arayıp uyuyakaldığını söyleyip geç kaldığı kendisinden özür dilediğini söyledi.
“Abi senden başkası fark etmemiş ama ben hatamızı biliyorum ve Atatürk ve ilkeleri kırmızı çizgimizdir.” dedi.
Yani yan yattı çamura battı demeden hatayı net olarak anlatınca ben de konuyu yazmadım.
Demek o ki insanın olduğu yerde insani hatalar olur ve kasıt yoksa büyütülmemesi gerekir.
Biz son zamanlarda “Keşke Yunan kazansaydı” diyebilen çok meczup gördüğümüz için altını tekrar çiziyorum “kasıt yoksa” kol kırılıp yen içinde kalmadan açıkça affetmek büyüklüktür.
Hasan Toktaş bugün MHP’li değil ve İYİ Parti Milletvekili olduğundan anlatmakta bir mahsur görmedim.