
Aysun ve Ülker Karlı’yı elbette biliyordum ama tanış olup birlikte vakit geçirecek kadar yakın olduğumuz zamanlar Ülker o menfur hastalıkla inatla boğuşuyordu.
Birgün bile kaybetmediği umudunun motivasyon kaynağı kesinlikle Aysun idi.
Aysun’un içi yansa da o menfur düşman ile dalga geçerek ona grip muamelesi yapıyordu.
Bol bol gezme eğlenme fırsatımız hatta Kent Gazetesinde bir süre birlikte çalışma şansımız oldu
Tedavinin her türünü yaşadı.
Kemoterapi, Radyoterapi seansları ve ameliyatları peş peşe oldu ama mücadeleden bir gün bir gün bile vazgeçmedi.
Radyoterapi seansları için önerdiğim ve çok memnun oldukları benim can kardeşim Dr. Nihat Sözer için her karşılaştığımızda teşekkür ederdi.
Ve sonunda Ülker Karlı gitmeye karar verdi ve gitti.
Yorulduğuna inanmasaydı kesinlikle direnmeye devam ederdi.
Onu sevgi saygı ve rahmetle anacağız.
Aysun’a da gösterdiği sabır metanet ve duruşu için teşekkür ediyorum.
Şimdi dinlenme zamanı…
Uğurlar olsun Ülker!