Bu iddia bana ait değil.

TR Düşünce Kulübü’nün toplantısına katılan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren söyledi.

Büyük bir depremde Gemlik’te sadece 10 saniyede çok sayıda bina yıkılacak!

İşte bu yüzden, toplanma ve konteynır kent alanları yaratmak gibi aksiyonlarla, deprem sonrasına hazırlık yapıyor Deviren.

Çünkü biliyor ki Gemlik Belediyesi’nin imkanlarıyla depreme dayanıklı bir kent yaratmak, ‘bin yıl’ sürecek.

Şimdi Gemlik’ten Bursa’ya gelelim.

Nitekim Gemlik’teki vahim tablo ile Bursa arasında fark yok.

Hatta, bazı yeni binalara bile güvenmememiz gerektiğini söylüyor uzmanlar.

Peki 1999 Marmara depremini milat alıp, aradan 25 yıl geçtiğini hesap edersek, yerel yönetimler ne yaptı çeyrek asırdır?

Mesela Dündar döneminde Osmangazi Belediyesi’nin kentsel dönüşüm modelini hatırlayalım.

Soğanlı’da rezerv alanlar yaratıp, boş arsalara lüks binalar dikildi.

Daha sonra Osmangazi’nin çöküntü bölgelerinde yaşayan yurttaşlarımızın faydalanamadığı o lüks konutlar satılarak (Önemli kısmı Araplara) büyük gelirler elde edildi.

O paralar da adına Osmangazi Meydanı denilen, beton yığınına harcandı.

Oysa kamulaştırmalarla birlikte katrilyonlar (eski parayla) harcanan sözde meydanın maliyetiyle, onlarca gerçek kentsel dönüşüm yapılabilir, çok sayıda çöküntü bölgesi dönüştürülebilir ve binlerce Bursalının hayatı kurtarılabilirdi.

Neyse ki 31 Mart’tan sonra Osmangazi ‘Aydın’landı da, bu ucube yöntemden vazgeçilecek.

31 Mart’ın üzerinden 3 ay geçti.

Belediye başkanlarını dikkatle takip ediyorum.

Ne adaylık dönemlerinde, ne de seçildikten sonra, depreme yeterince eğilmediklerini görüyorum.

Yıllardır şunu savunuyorum:

Temizlik, asfalt , çöp toplamak gibi zaruri ihtiyaçlar dışında 5 yıl, tüm kaynaklar depreme dayanıklı kentler için harcansın.

Park, kültür merkezi, yol olmadan da yaşayabiliriz…

Ancak eğer hazır olmazsak, büyük Marmara depreminin enkazında sadece insanlar değil, ülke ekonomisi de kalacak!