Yıl 1987, doğduğum topraklardan Bursa’ya göçmüşüz ve Muradiye’de yaşamaya başlıyoruz.

Muradiye Devlet Hastanesi’ne çıkan yokuşun başında bulunan Gönder Apartmanı’nın tam karşısında, henüz o yıllarda şalterlerini indirmemiş ipek fabrikasından yükselen dokuma sesleri, aradan geçen 35 yıla rağmen hafızamın bir köşesinde duruyor.

Dün Osman Ağabey (Gürçay) ile ziyaretine gittiğimiz Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Muradiye İpek Fabrikası’nı kamulaştırıp, İpek Yolu aksının son durağı yapacaklarını söyleyince, o günler canlandı hafızamda.

***

18. yüzyılın sonlarında Fransa’nın Lyon kentinde ipek üretiminin sekteye uğramasıyla, bir Fransız tüccarın, Selim Paşa tarafından yapılan köşkü, ipek fabrikasına dönüştürdüğü rivayet edilir.

Aynı zamanda Bursa’nın ilk ipek fabrikası olarak da kayıtlara geçer, yaklaşık 250 yıl sonra cayır cayır yanacak olan bu tarihi yapı.

***

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, başta ipekçilik, sigorta, ulaşım, enerji gibi stratejik sektörleri elinde bulunduran yabancı sermayenin, ülkemizde kurduğu ekonomik hakimiyetin temellerini asırlar öncesinden attığını da gösteriyor Muradiye İpek Fabrikası…

İşte bu tarihi yapıyı kamulaştırıp, son yıllarda bir arpa yolu ilerleyemeyen Bursa turizmine kazandıracak Osmangazi Belediyesi…

Çok özel bir projeyle…

İstanbul Bomontiada’dan esinlenen tarihi bir yaşam, eğlence ve kültür merkezi…

***

“Bomontiada da nedir?” dediğinizi duyar gibiyim.

Efendim, İstanbul Şişli’de eski bir bira fabrikası üzerine, bar, restoran, sergi ve açık hava konser alanlarıyla, dört başı mamur bir ‘post endüstriyel yaşam alanı’ şeklinde tanımlayabiliriz. (Bilmem İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santral Kampusu de bu tanıma uyar mı?)

İstanbul’da tarihi bira fabrikasından bozma mekanın bir benzeri, Bursa’da tarihi ipek fabrikası restore edilerek vücut bulacak.

Böylece hem Bursa’ya benzeri olmayan tarihi bir kültür merkezi ve yaşam alanı kazandırılacak, hem de turistlerin bu kentte ziyaret edebilecekleri az sayıdaki mekanlara yenisi eklenecek.

***

Bursa’da yerli ve yabancı turistlerin konaklama süresinin ortalama 2 günü bile geçmediğini düşünürsek, kentin bunun gibi çok sayıda mekana ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz.

Bunun için de kent yöneticisinde önce ufuk olması sonra da kararlı bir irade sergilemesi gerekiyor.

Erkan Aydın, düğmeyi doğru yerden iliklemeye başlamış belli ki.