Yetkililerin açıklamalarının ve resmi rakamların aksine, başta Malatya olmak üzere 6 Şubat depreminden etkilenen şehirlerimizde yüzlerce yeni bina çöktü veya hasar gördü.
Asrın felaketine Malatya’da yakalanan bir kardeşimizin, “Yeni yapılan 4 bloklu binadaki 225 metrekare lüks evimiz ilk depremde ağır hasar gördü. İkinci depremde de 3 blok çöktü!” sözleri, yeni yönetmeliğin bile yıkıcı bir depremde yeterli olmadığını göstermiyor mu?
***
Peki neden dünyanın en katı maddelerini içerdiği söylenen 2002 yönetmeliğine göre inşa edilmiş binalarımız yıkılıyor?
Sorunun yanıtına, İMO Bursa Şubesi’nin düzenlediği basın toplantısında ulaşmaya çalıştım.
Nitekim İMO Teknik Komite Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün öyle şeyler söyledi ki, 15-20 milyon liradan satılan bazı evlere bile güvenmemek gerektiğini öğrendik.
Çünkü bazı yapı denetim firmalarının ucuz işgücü politikasından dolayı, yeni mezun mühendisler evleri denetliyor.
Dahası yeni mezunların bilgi birikimi evleri denetlemeye yetmediği için servet ödediğiniz evinizin depremde yıkılmayacağının garantisi yok.
Adem Hoca’nın sözlerini inşaat mühendisiÜnsal Esen tamamladı:
“17 milyon lira ödediğiniz bazı evlerin, taşıyıcı sistemlerinin sağlıklı olmadığını biliyoruz!”
Yani değerli okur, bir konuta 17 milyon lira ödüyorsunuz ama geceleri başınızı yastığa koyduğunuzda rahatça uyuyamıyorsunuz.
***
Peki çözüm?
İMO Bursa Şubesi yöneticileri, yapıların mutlaka oda denetiminden geçmesi gerektiğini savunuyor.
Yani denetimin denetimi…
Bir başka ifadeyle çift dikiş denetim.
***
Kuşkusuz yeni yapıların genelinde risk olduğunu savunmuyorum.
Zaten açıklamalarına yer verdiğim inşaat mühendisleri de yeni yapıların eski yapılara göre daha güvenli olduğunu söylüyorlar.
Ancak yapı denetim firmalarıyla ilgili şüpheler, bazı yeni yapıların bile güvensiz olduğu sonucunu çıkarıyor ki, eski yapıların çoğunlukta olduğu kentimizde, çok ama çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.
***
Bir de kesik kolan meselesi var.
Hatırlayın İzmir depreminden sonra Çevre Bakanlığı,Bursa Valiliği aracılığıyla ilçe belediyelerine genelge göndermiş ve binaların zemininde hizmet veren iş yerlerinin kolonlarını denetlemesini istemişti.
İşte o genelgenin akıbetini hatırlattım.
Osmangazi ve Yıldırım’da sadece 17 binanın kolonlarının kesik olduğu tespit edilmiş ve gereği yapılmış.
Nilüfer’de ise çalışmanın sonucunu bilmediklerini söyledi İMO yetkilileri.
Ancak bu verilerin inandırıcılığı konusunda derin şüphelerim var.
***
Biraz daha geriye uzanalım isterseniz.
1999’da yine akademik odalarla bir protokol imzalanmış ve Bursa’daki yapıların envanteri çıkarılmak istenmişti.
Aradan tamı tamına bir çeyrek asır geçti.
Ancak hala Bursa’daki yapıların kaçının riskli, kaçının güvenli olduğunu bilmiyoruz.
Bilmiyoruz çünkü sadece Nilüfer Belediyesi akademik odalarla envanter çalışması yapmış ancak yanılmıyorsam o çalışma da yüzde yüz tamamlanamamıştı.
Hasılı, daha envanter çalışmasını bile yapamamış bir kentte yaşıyoruz.
O halde sizce yaşadığımız bu kent güvenli olabilir mi?
Yanıtı siz verin.
***
Efendim, direkt yazımın ana konusuna girdiğim için, yeni mecramla ilgili bilgilendirmeyi sona bıraktım.
Bundan böyle yazılarımı Bursapost’ta okuyacaksınız.
Yani yaklaşık 2 aydır sürdürdüğüm yazı diyetimi bugün itibariyle sonlandırdım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Özdal
Servet ödediğiniz evler bile yıkılabilir!
Yetkililerin açıklamalarının ve resmi rakamların aksine, başta Malatya olmak üzere 6 Şubat depreminden etkilenen şehirlerimizde yüzlerce yeni bina çöktü veya hasar gördü.
Asrın felaketine Malatya’da yakalanan bir kardeşimizin, “Yeni yapılan 4 bloklu binadaki 225 metrekare lüks evimiz ilk depremde ağır hasar gördü. İkinci depremde de 3 blok çöktü!” sözleri, yeni yönetmeliğin bile yıkıcı bir depremde yeterli olmadığını göstermiyor mu?
***
Peki neden dünyanın en katı maddelerini içerdiği söylenen 2002 yönetmeliğine göre inşa edilmiş binalarımız yıkılıyor?
Sorunun yanıtına, İMO Bursa Şubesi’nin düzenlediği basın toplantısında ulaşmaya çalıştım.
Nitekim İMO Teknik Komite Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün öyle şeyler söyledi ki, 15-20 milyon liradan satılan bazı evlere bile güvenmemek gerektiğini öğrendik.
Çünkü bazı yapı denetim firmalarının ucuz işgücü politikasından dolayı, yeni mezun mühendisler evleri denetliyor.
Dahası yeni mezunların bilgi birikimi evleri denetlemeye yetmediği için servet ödediğiniz evinizin depremde yıkılmayacağının garantisi yok.
Adem Hoca’nın sözlerini inşaat mühendisi Ünsal Esen tamamladı:
“17 milyon lira ödediğiniz bazı evlerin, taşıyıcı sistemlerinin sağlıklı olmadığını biliyoruz!”
Yani değerli okur, bir konuta 17 milyon lira ödüyorsunuz ama geceleri başınızı yastığa koyduğunuzda rahatça uyuyamıyorsunuz.
***
Peki çözüm?
İMO Bursa Şubesi yöneticileri, yapıların mutlaka oda denetiminden geçmesi gerektiğini savunuyor.
Yani denetimin denetimi…
Bir başka ifadeyle çift dikiş denetim.
***
Kuşkusuz yeni yapıların genelinde risk olduğunu savunmuyorum.
Zaten açıklamalarına yer verdiğim inşaat mühendisleri de yeni yapıların eski yapılara göre daha güvenli olduğunu söylüyorlar.
Ancak yapı denetim firmalarıyla ilgili şüpheler, bazı yeni yapıların bile güvensiz olduğu sonucunu çıkarıyor ki, eski yapıların çoğunlukta olduğu kentimizde, çok ama çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.
***
Bir de kesik kolan meselesi var.
Hatırlayın İzmir depreminden sonra Çevre Bakanlığı, Bursa Valiliği aracılığıyla ilçe belediyelerine genelge göndermiş ve binaların zemininde hizmet veren iş yerlerinin kolonlarını denetlemesini istemişti.
İşte o genelgenin akıbetini hatırlattım.
Osmangazi ve Yıldırım’da sadece 17 binanın kolonlarının kesik olduğu tespit edilmiş ve gereği yapılmış.
Nilüfer’de ise çalışmanın sonucunu bilmediklerini söyledi İMO yetkilileri.
Ancak bu verilerin inandırıcılığı konusunda derin şüphelerim var.
***
Biraz daha geriye uzanalım isterseniz.
1999’da yine akademik odalarla bir protokol imzalanmış ve Bursa’daki yapıların envanteri çıkarılmak istenmişti.
Aradan tamı tamına bir çeyrek asır geçti.
Ancak hala Bursa’daki yapıların kaçının riskli, kaçının güvenli olduğunu bilmiyoruz.
Bilmiyoruz çünkü sadece Nilüfer Belediyesi akademik odalarla envanter çalışması yapmış ancak yanılmıyorsam o çalışma da yüzde yüz tamamlanamamıştı.
Hasılı, daha envanter çalışmasını bile yapamamış bir kentte yaşıyoruz.
O halde sizce yaşadığımız bu kent güvenli olabilir mi?
Yanıtı siz verin.
***
Efendim, direkt yazımın ana konusuna girdiğim için, yeni mecramla ilgili bilgilendirmeyi sona bıraktım.
Bundan böyle yazılarımı Bursapost’ta okuyacaksınız.
Yani yaklaşık 2 aydır sürdürdüğüm yazı diyetimi bugün itibariyle sonlandırdım.