Paranın ceplerine su gibi aktığı zamanlarda, kişiliklerini ve mesleklerini geliştirmek için bir lira harcamayıp, kendilerini kadınların taptığı Don Juan sanarak tatlı hayat yaşamayı tercih edenlerin, Casinolarda sabahlayanların, milyon lirasına tavla atanların sular çekildiğinde üzerlerinde geriye sadece çamur kaldığını ibretle izliyoruz.

Bir ay çalışmanın karşılığı olan asgari ücretin 17.020 TL, 30 yıllık emek karşılığı bir emekli maaşının 12.500 TL olduğu ülkede bir gecede bu paraların 50 katını alemlere akıtan tiplerin düştüğü duruma acıyorsam namerdim.

Futbolcu olup kral da olsan, en iyi sanatçı da olsan, gazeteci, şarkıcı, besteci, güfteci de olsan düzgün insan olamadıysan eğer....

Vay sana vaylar sana...

Aynı paraları kazanıp, mesleğine ve kariyerine yatırım yapanlar, geleceğini planlayanlar toplumda mücevher gibi parladıkça böylelerinin gündeme gelebilmek için saldırdığı değerler oluyor.

Eskiden böyle saçılacak büyük paralar kimsede yoktu.

O nedenle mesleğe emek veren insanlara jubile adı altında bir toplantı ile geleceği için küçük bir dünyalık toplanırdı.

Şimdi ise paranın azdırdığı bu tiplerin cebi kuruyunca, mafya kucağına alıp kara para , yasa dışı bahis gibi karanlık işlerinde hop hop hoplatıyor.

Kimileri kullanılmış ama sifonu çekilmemiş tuvalet kağıdı sıfatıyla ona buna bulaşıp emeksiz avanta peşinde koşuyor.

Bunların bir kısmı da deli numarasına yatıp sorumluluklarından kurtulmaya çalışıyor.

Bence radara erken yakalananlar şanslı olanlardır.

Çünkü zaman bunların aleyhine çalıştığından, kullanma süreleri bitip de satacakları bir şey kalmayınca şereflerini de pazara çıkarıyorlar.

Çok değil sadece 15 yıl kadar önce Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ın yerinde olmaya gönüllü on milyonlarca insan vardır.

Para var...

Şöhret var...

Ucundan kenarından yalan da olsa kör topal aşk var.

Ne güzel hayat değil mi?

Peki!

Dün kaç kişi yasa dışı bahis iddiası ile tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilmek ister?

Toplum, özellikle reality şov denilen kimin eli kimin cebinde belli olmayan sabah programlarında organize olarak kirletiliyor ve hayatın doğal akışına aykırı anormaller normal gibi sunuluyor.

Ama her konuda buluttan nem kapan RTÜK, evli bir kadının çocuklarının 3-4 ayrı kişiden olduğunun anlatıldığı bu rezillikleri görmüyor.

Eski laflara bayılırım

“Kul azmayınca HAK yazmaz” dedikten sonra bir de üstüne “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyerek noktayı koyarlar.