Doğancı Barajı Nilüfer çayı üzerinde, şehre içme suyu temin etmek amacıyla 1975-1983 yılları arasında inşa edilmiştir.
Toprak ve kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.520.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 65,00 m, maximum su kotunda göl hacmi 43,30 hm³, normal su kotunda göl alanı 1,55 km²'dir. Yılda 125 hm³ içme suyu sağlamaktadır.
Barajda toplanan su, pompalarla Doburca tesislerine aktarılıp çökertme, artırma ve klorlama yapıldıktan sonra sisteme basılarak Bursa’nın su ihtiyacını karşılamaktadır.
1975’lere geri dönelim.
O yıllarda Bursa’nın merkez nüfusu 500 bin civarında idi.
Nilüfer diye bir ilçe yoktu.
Bademli, Mudanya ilçesine meyve ve zeytin üreticisi bir köyden ibaretti.
Balat piknik alanı idi.
Mudanya yolu ve İzmir yolu henüz yapılmadığı gibi çevresinde iskân yoktu.
İhsaniye, Özlüce, Karaman 50 - 100 hanelik köyler idi.
Ataevler hiç yoktu..
Beşevler, İzmir yolu üzerinde bir köydü.
Kükürtlü caddesi bağ ve bahçelerden ibaretti.
Çekirge caddesinde Çelik Palas devamında birkaç konaktan ibaret yerleşme vardı.
Eski Santral Garaj dediğimiz bugünkü Kent Meydanı yatay çizgisinin altında tek bir yerleşim yoktu.
Eski Gemlik yolu çevresinde ise fabrika, atölye ve tamirhaneler vardı.
Evet ovada kol gibi akan artezyenler vardı.
Saitabad ve Orhaniye’de şimdi şişelerde satılan sular sokaklardan akardı.
Ama Doğancı Barajı yapılmadan önce Bursa, hem semtte kuyulardan pompalarla su çekilen ve bölgeyi besleyen su fakiri bir şehirdi.
Çekirge Çamlıtarla su deposundan beslenirdi. Mutlu Evlerdeki apartmanlarda zenginler oturduğundan, görevli bizim hattı kapatıp, onlara açınca biz susuzluktan kırılırdık.
Doğancı ve sonradan ona destek sağlayan Nilüfer Barajı yapıldıktan ve su isale hattı yapıldıktan sonra Bursa’da lokal arızalar dışında su kesintisi yaşamadık.
Kent Nüfusunun altı kat artmasına rağmen, Bursa halkı susuzlukla tanışmadı.
Aslında bu kadar hoyratça su kullanmamıza rağmen susuzluk çekmiyor.
Biz Ağustos ayının yarısı yaz yarısı kış derdik.
Yaz aylarında birkaç kez önemli yağmur geçişleri olurdu.
Bazen Doğancı Barajının kapakları açılır ve Nilüfer yatağına su salınırdı.
Ben 60 yıldır böyle bir susuz yaz yaşamadım.
Beş aydır neredeyse toprağa bir damla su düşmedi.
Önce doğal olarak Nilüfer barajından, Doğancı barajına aktarılan su bitti, ardından Doğancı Barajı alarm vermeye başladı.
Bozbey Başkan, bir yıldır sanıldığı kadar su zengini bir yıldır su tasarrufu yapalım diye açıklamalar yapalım diyor.
Ben kulunuz yıllardır, param var çeşme suyu ile araba da yıkarım, bahçe de sularım, havuzunu da doldururum diyenlere akıllı olun “En pahalı su akmayan sudur” diyorum.
Şimdi BUSKİ’ nin üç günde yaptığı bir planlı su kesintisi üzerine kıyametler koparılıyor.
Çınarcık Baraj suyunu Bursa’ya getirmediği iddia ediliyor.
Öncelikle şunu ifade edeyim.
Alinur Aktaş döneminde yapılan bir programla Çınarcık barajını gezdim.
Hayallerimin çok üzerinde bir barajla karşılaştım.
Adeta Ege Denizi kıyıları gibi kıvrımlı ve heybetli bir baraj gölü bizi karşıladı.
Bursa’nın 30 yılını karşılarken, Teknosab’ın ihtiyacının hallinin yanı sıra enerji üretimi yapılacak olması barajı özel kılıyordu.
Bu eseri planlayanlara ve hayata geçirenlere Bursa adına minnettarım.
Yanlış söylenenin aksine Mustafa Bozbey’de Çınarcık Barajından övgü ile bahsederek, emeği geçenlere her fırsatta Bursa adına teşekkür etmiştir.
Bozbey’in eleştirisi BUSKİ nin dolayısıyla Bursa BŞB nin Euro olarak ödenen kredi anlaşmasına oldu.
Ne kadar ödersen öde borcun arttığı ve sonuçta Bursa’nın bütçesini zorlayan bir sistemin yanlışlığına vurgu yapmış, olması gerekenin barajın devlet eliyle yapılıp, baraj geliri ile belediyelerden tahsil edilmesinin doğru olduğunu ifade etmiştir.
Uludağ’dan süzülen suların şişelenip pazarlanmasının, ihracatının ekonomik önemi, ciddi istihdam oluşturması ve yarattığı katma değer vardır.
Ona kafayı takacağımıza başta Çimento ve Karesi olmak üzere ruhsatlı ve kaçak kuyular açarak Bursa’nın içini kurutanlara karşı duralım.
O bölgelerde Obruk oluşursa kimse Allah’ın takdiri demesin.
Bursa’nın suyunu kimseye ve kurumlara peşkeş çekmeyelim.
Bursa Evliya Çelebi’nin “Bursa sudan ibarettir vesselam” sözünü sağlıksız ve plansız kentleşme ile yok ettik.
Hatta övdüğü tarihi Eski Kaplıca’ yı bile kapattılar Çekirge’ yi bitirdiler.
Bursa’nın suyunu tartışırken, sulandırmayalım ve siyasete kurban etmeden gerçekleri konuşalım.