Kiraz emektir…

Kiraz hasattır…

Kiraz berekettir…

Borçların vadesi bile kiraz mevsimidir…

Bahtı kara dağ bölgesinin yiyecek ekmeğidir kiraz…

Belki de tutunduğu ve göç etmemek için direndiği son dal parçasıdır.

Biz doğanın gücünü unuttuk ama o gücünün farkında ve kendisine karşı işlenen suçları birer birer cezalandırıyor.

Bazen sel olarak…

Bazen heyelan olarak…

Bazen beklenip de gelmeyen kar ve yağmur olarak…

Bazen de felaket dediğimiz dolu olarak…

Aslında hiç biri sürpriz değil, Allah’ın verdiği ceza değil, kul eliyle doğaya karşı işlenen suçların belasıdır.

Dünyanın en güzel kirazının vatanı olan Keles’in Kozağacı bölgesine karşı işlenen suçları internete girip öğrenince, uyarılara kulak asmayan tesadüfen başkanların çizdiği hazin tabloyu bu günlerde seyredin.

Dolu öyle bir tokat atmış ki dalda kızarmaya çalışan kiraza, geleceğini bitirip eline vermiş.

Avrupa meyve stantlarının kralı, toptanda 10 liranın altına düşmeyen hatta bizdeki en zenginin bile sofrasına oturmayan kiraz 3-5 lira fiyatla ödemesi riskli tüccarların eline düşüveriyor.

Babalık kolay değil.

Açtım sordum manevi oğlum Özcan Ekmekçi’ye ne haldesiniz?

Oralarda neler oluyor?

Anlattıkları içimi kararttı.

Millet umudunu sofraya koyup yiyemediği için bebeği gibi baktığı kiraz ağaçlarını kesmeye başladı ve yerlerine ceviz, yaban mersini, ahududu dikmeyi düşünüyor dedi.

Markanın yok edilmesine gönül razı olur mu dedim?

Hasar çok…

İhracat yok…

Yevmiye 120 liradan başlıyor…

İlaç paraları borcu bekliyor…

Fiyatlar yerlerde sürünüyor…

Arayan yok soran yok…

Moraller bozuk…

Üretici kirazı dalında bırakıyor dedi.

Ne kadar kolay değil mi?

İki satırla yazmak “Kiraz ağaçları kesildi” diye

Ama sonrası?

Bakın işte burası çok önemlidir.

Adamın biri Tunceli Ovacık Belediye başkanı idi. İlçede tarımı yoktan var etti dünyaya örnek oldu ama bizimkilerin varı yok etmekte üstüne yok.

Liyakat ile değil, Reis üzerinden seçilirler, en iyi “tomofiller” ile gezerler ama yaraya merhem olacak kadar bile vizyonları yoktur.