Bursa 1970’lerde bile 216 bin merkez nüfusuna rağmen “Sudan ibaret vesselam falan değildi" Bursa verimli hatta adeta programlı bir şeklide yağış alan bir şehirdi ama 1970'lerde de Barajlardan önce su sorunu yaşardı. kentte su baskını sel taşkını yaşamazdı ama ova etkilenirdi.
Haber Giriş Tarihi: 20.10.2025 19:57
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2025 20:06
Kaynak:
Osman GÜRÇAY
Osman Gürçay yazdı…
Bursa tarihinin en az yağışlarından birini yaşadığı 2025 yılında Doğancı ve Nilüfer Barajları alarm verince başlayan programlı su kesintileri ardından içi altı boş su yalanlarını okuyoruz.
Bursa tarihi boyunca su sıkıntısı çekmemiş ve bu dönemde Bursa halkı susuzluğa mahkum edilmiş diyerek yalan söylüyorlar.
NEDEN YALAN?
1983 yılında biten ve hizmete giren Doğancı Barajından önce Bursa’nın suyu yeraltı su pompaları ile çekilen suların semt depolarında birikimi ile evlere servis edilirdi. O dönemlerde tasarruf amaçlı programlı elektrik kesintisi yapılırdır (ki çok sık ve uzun süre kesilirdi) pompalar çalışmaz ve evlerde su kesilirdi.
Mahalleli toplanır kamyonla Araba Yatağı, Veysel Karani (Eski Gemlik yol) gibi artezyen olan semtlere gidip bidonlara su doldururdu.
Daha dün Bursa’ya gelip Bursa’nın su tarihini anlatanlara inanmayın1983’de Bursa’nın merkez nüfusu 840 bin olduğu halde susuzluk çekerdik.
Ve hatta Çekirge’ nin eteklerindeki şimdinin Dik Kaldırımı olan bölge ile adeta Manhattan’ı andıran Odunluk bölgesine bina değil, baraka bile yapılma izni yoktu.
O bölge komple Nilüfer Çayının sel taşkın alanı çizgisi içinde kalırdı.
Doğancı ve ardından 2007 de biten Nilüfer Barajlarından sonra Nilüfer çayının suyu kesildi ve bölge imara açıldı.
TEKSTİL SUYU YUTTU, ÇİMENTO YERALTINI KURUTTU
Bursa şişe suyu şirketleri tarafından sömürülüyor ve suyunu bitiriyor da koskoca bir yalandır.
Uludağ’ın suları dünyanın en lezzetli ve sağlıklı memba sularıdır ve ekonomik değeri vardır. Peşkeş çekilmedikten sonra yarattığı istidam ve katma değer ile Bursa’ya katkısı vardır.
Bursa’nın her gün yüzbinlerce metreküp temiz suyunu kirleten ve arıtmasız doğaya deşarj edenlere membranlı ileri arıtma yapın diyemeyen, yüzbinlerce metreküp yeraltı suyunu çekip proseste kullanan Çimento’ya laf edemeyenler ve hatta Atlas Köy dibinde yeni bir çimento fabrikası için aşerenler Bursa’nın susuzluğunun sebebi su şirketleri diye konuşuyor.
Bursa’nın değerini bilen birkaç tekstil sanayicisi membranlı ileri arıtma sistemi kuralım diyor ama doların yeşilini Bursa’nın yeşiline tercih eden sonradan Bursalı olanlar kulak asmıyor.
ÇINARCIK BARAJI ÜZERİNE
Çınarcık barajına dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın daveti üzerine basın olarak katıldık.
Gerçekten adeta ege kıyılarını andıran muhteşem bir baraj bizi karşıladı.
Başkan barajın hizmet vereceği yerleri açıklarken, neden hepsi Bursa için kullanılmıyor itirazlar yükseldi.
Başkan da tane tane anlattı.
Çınarcık baraj suyunun bir kısmı HES tesisi ile elektrik üreterek Ulubat Gölüne akacak.
Bir kısmı TEKNOSAB a verilecek.
Bir kısmı da Bursa şehir şebeke suyu olarak Bursa’nın hizmetinde olacak dedi ve hiç yatırım yapılmasa bile takvimi 2026 olan isale hattı tamamladığında Bursa’ da 40 yılı susuzluk olmayacak diye ekledi.
Bugün bütün kavganın Çınarcık Barajı neden hizmete alınmadığı üzerine yapılan tartışma siyaseten ve kayıkçı kavgasıdır. Önceki dönem başlayan çalışmalar hızla devam etmektedir.
SONUÇ
Bursa’nın su hali bundan ibarettir ama barajlar ne kadar çözüm olursa olsun asıl olan çağımızın en değerli kıt kaynağı olan suyun tasarruflu kullanılmasıdır.
Programlı kesintilerden şikâyetçi falan değilim.
On yıl önce yazdım. Robert Bosch toplantısında gördüğüm ve hemen evimde uyguladığım su musluklarına perlatör takılmalıdır dedim ama kulak asan olmadı.
BUSKİ acilen bu kampanyayı başlatmalıdır. Araçlarımızı çeşme suyu ile yıkamayalım.
Bahçelerimizi sulamayalım.
Havuzlarımızı doldurmayalım.
Çimlerimizi paramız var diye sulamayalım.
Paranız olsa da en pahalı suyun akmayan su olduğunu unutmayalım.
Başkan Mustafa Bozbey’in Doğancı Baraj gövdesinde yaptığı basın açıklamasına katıldım.
Siyasi tartışmalardan daha çok sosyal medyada asılsız iddialarla konunun yalan soslarla servis edilip linç edilme çabasına şaşırıyorum.
Kim olursa olsun bu küresel iklim krizinin yarattığı sonuçtan ders alıp hiç tükenmeyecek sandığımız Bursa suyunu parklarda, bahçelerde, evlerde tasarruflu kullanmayı öğrenmezsek büyük bedel öderiz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Su Yalanları…
Bursa 1970’lerde bile 216 bin merkez nüfusuna rağmen “Sudan ibaret vesselam falan değildi" Bursa verimli hatta adeta programlı bir şeklide yağış alan bir şehirdi ama 1970'lerde de Barajlardan önce su sorunu yaşardı. kentte su baskını sel taşkını yaşamazdı ama ova etkilenirdi.
Osman Gürçay yazdı…
Bursa tarihinin en az yağışlarından birini yaşadığı 2025 yılında Doğancı ve Nilüfer Barajları alarm verince başlayan programlı su kesintileri ardından içi altı boş su yalanlarını okuyoruz.
Bursa tarihi boyunca su sıkıntısı çekmemiş ve bu dönemde Bursa halkı susuzluğa mahkum edilmiş diyerek yalan söylüyorlar.
NEDEN YALAN?
1983 yılında biten ve hizmete giren Doğancı Barajından önce Bursa’nın suyu yeraltı su pompaları ile çekilen suların semt depolarında birikimi ile evlere servis edilirdi. O dönemlerde tasarruf amaçlı programlı elektrik kesintisi yapılırdır (ki çok sık ve uzun süre kesilirdi) pompalar çalışmaz ve evlerde su kesilirdi.
Mahalleli toplanır kamyonla Araba Yatağı, Veysel Karani (Eski Gemlik yol) gibi artezyen olan semtlere gidip bidonlara su doldururdu.
Daha dün Bursa’ya gelip Bursa’nın su tarihini anlatanlara inanmayın1983’de Bursa’nın merkez nüfusu 840 bin olduğu halde susuzluk çekerdik.
Ve hatta Çekirge’ nin eteklerindeki şimdinin Dik Kaldırımı olan bölge ile adeta Manhattan’ı andıran Odunluk bölgesine bina değil, baraka bile yapılma izni yoktu.
O bölge komple Nilüfer Çayının sel taşkın alanı çizgisi içinde kalırdı.
Doğancı ve ardından 2007 de biten Nilüfer Barajlarından sonra Nilüfer çayının suyu kesildi ve bölge imara açıldı.
TEKSTİL SUYU YUTTU, ÇİMENTO YERALTINI KURUTTU
Bursa şişe suyu şirketleri tarafından sömürülüyor ve suyunu bitiriyor da koskoca bir yalandır.
Uludağ’ın suları dünyanın en lezzetli ve sağlıklı memba sularıdır ve ekonomik değeri vardır. Peşkeş çekilmedikten sonra yarattığı istidam ve katma değer ile Bursa’ya katkısı vardır.
Bursa’nın her gün yüzbinlerce metreküp temiz suyunu kirleten ve arıtmasız doğaya deşarj edenlere membranlı ileri arıtma yapın diyemeyen, yüzbinlerce metreküp yeraltı suyunu çekip proseste kullanan Çimento’ya laf edemeyenler ve hatta Atlas Köy dibinde yeni bir çimento fabrikası için aşerenler Bursa’nın susuzluğunun sebebi su şirketleri diye konuşuyor.
Bursa’nın değerini bilen birkaç tekstil sanayicisi membranlı ileri arıtma sistemi kuralım diyor ama doların yeşilini Bursa’nın yeşiline tercih eden sonradan Bursalı olanlar kulak asmıyor.
ÇINARCIK BARAJI ÜZERİNE
Çınarcık barajına dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın daveti üzerine basın olarak katıldık.
Gerçekten adeta ege kıyılarını andıran muhteşem bir baraj bizi karşıladı.
Başkan barajın hizmet vereceği yerleri açıklarken, neden hepsi Bursa için kullanılmıyor itirazlar yükseldi.
Başkan da tane tane anlattı.
Çınarcık baraj suyunun bir kısmı HES tesisi ile elektrik üreterek Ulubat Gölüne akacak.
Bir kısmı TEKNOSAB a verilecek.
Bir kısmı da Bursa şehir şebeke suyu olarak Bursa’nın hizmetinde olacak dedi ve hiç yatırım yapılmasa bile takvimi 2026 olan isale hattı tamamladığında Bursa’ da 40 yılı susuzluk olmayacak diye ekledi.
Bugün bütün kavganın Çınarcık Barajı neden hizmete alınmadığı üzerine yapılan tartışma siyaseten ve kayıkçı kavgasıdır. Önceki dönem başlayan çalışmalar hızla devam etmektedir.
SONUÇ
Bursa’nın su hali bundan ibarettir ama barajlar ne kadar çözüm olursa olsun asıl olan çağımızın en değerli kıt kaynağı olan suyun tasarruflu kullanılmasıdır.
Programlı kesintilerden şikâyetçi falan değilim.
On yıl önce yazdım. Robert Bosch toplantısında gördüğüm ve hemen evimde uyguladığım su musluklarına perlatör takılmalıdır dedim ama kulak asan olmadı.
BUSKİ acilen bu kampanyayı başlatmalıdır. Araçlarımızı çeşme suyu ile yıkamayalım.
Bahçelerimizi sulamayalım.
Havuzlarımızı doldurmayalım.
Çimlerimizi paramız var diye sulamayalım.
Paranız olsa da en pahalı suyun akmayan su olduğunu unutmayalım.
Başkan Mustafa Bozbey’in Doğancı Baraj gövdesinde yaptığı basın açıklamasına katıldım.
Siyasi tartışmalardan daha çok sosyal medyada asılsız iddialarla konunun yalan soslarla servis edilip linç edilme çabasına şaşırıyorum.
Kim olursa olsun bu küresel iklim krizinin yarattığı sonuçtan ders alıp hiç tükenmeyecek sandığımız Bursa suyunu parklarda, bahçelerde, evlerde tasarruflu kullanmayı öğrenmezsek büyük bedel öderiz.
Kaynak: Osman GÜRÇAY
En Çok Okunan Haberler