TÜSİAD Başkanı Ömer Aras "ÜLKE OLARAK MORALİMİZ BOZUK" dedi.
TÜSİAD Başkanı Ömer Aras "ÜLKE OLARAK MORALİMİZ BOZUK" dedi.
TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda siyasi ve toplumsal olaylar ele alındı. Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İmamoğlu'na soruşturma ve medya üzerinde baskılar kritik başlıklar oldu. Ak Parti'den siyaset yapma diye tepki geldi. Peki! Gerçekten her şey yolunda mı , moralimiz yerinde mi?
Haber Giriş Tarihi: 14.02.2025 08:56
Haber Güncellenme Tarihi: 14.02.2025 09:05
Kaynak:
Haber Merkezi
TÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu, politik ve toplumsal konuların masaya yatırıldığı önemli bir platform haline geldi. Genel Kurul'daki sunumda, "Politik hayatta olağanüstü olaylar" başlıklı slayt büyük ilgi gördü. Sunumda, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma ve medya dünyasından bazı önemli isimlerin tutuklanması dikkat çeken başlıklar arasındaydı.
Özellikle HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanması ve Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı olarak menajer Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturma, toplantıda ele alınan önemli konular arasında yer aldı. TÜSİAD'ın bu konulara dikkat çekmesi, iş dünyasıyla siyasi çevrelerin bakış açısının örtüştüğü önemli bir nokta oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı açıklamalar da TÜSİAD toplantısına damga vurdu. Özel, iş dünyasının eleştirilerini "ülkenin geleceği adına değerli ve yol gösterici" olarak yorumladı. Bu açıklama, siyasetin ve iş dünyasının kritik dönemde ortak bir zeminde buluşabileceğinin sinyalini verdi.
YİK Başkanı Ömer Aras, "Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya'da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir!"
"Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde. Ancak unutmayalım ki geçen sene tam bugün Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti. İki yıl önce yaşadığımız büyük depremde on binlerce insanımızı usulüne uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaybettik. 2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti. Tüm bu ve benzer ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var."
"California'da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya'da çok daha şiddetli depremler oldu. Kaç kişi öldü? Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir. Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur. Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir. Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir."
"Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilir kişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler göz altına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor."
"Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor.Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz. Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz." açıklamalarında bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TÜSİAD Başkanı Ömer Aras "ÜLKE OLARAK MORALİMİZ BOZUK" dedi.
TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda siyasi ve toplumsal olaylar ele alındı. Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İmamoğlu'na soruşturma ve medya üzerinde baskılar kritik başlıklar oldu. Ak Parti'den siyaset yapma diye tepki geldi. Peki! Gerçekten her şey yolunda mı , moralimiz yerinde mi?
TÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu, politik ve toplumsal konuların masaya yatırıldığı önemli bir platform haline geldi. Genel Kurul'daki sunumda, "Politik hayatta olağanüstü olaylar" başlıklı slayt büyük ilgi gördü. Sunumda, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma ve medya dünyasından bazı önemli isimlerin tutuklanması dikkat çeken başlıklar arasındaydı.
Özellikle HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanması ve Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı olarak menajer Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturma, toplantıda ele alınan önemli konular arasında yer aldı. TÜSİAD'ın bu konulara dikkat çekmesi, iş dünyasıyla siyasi çevrelerin bakış açısının örtüştüğü önemli bir nokta oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı açıklamalar da TÜSİAD toplantısına damga vurdu. Özel, iş dünyasının eleştirilerini "ülkenin geleceği adına değerli ve yol gösterici" olarak yorumladı. Bu açıklama, siyasetin ve iş dünyasının kritik dönemde ortak bir zeminde buluşabileceğinin sinyalini verdi.
YİK Başkanı Ömer Aras, "Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya'da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir!"
"Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde. Ancak unutmayalım ki geçen sene tam bugün Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti. İki yıl önce yaşadığımız büyük depremde on binlerce insanımızı usulüne uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaybettik. 2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti. Tüm bu ve benzer ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var."
"California'da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya'da çok daha şiddetli depremler oldu. Kaç kişi öldü? Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir. Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur. Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir. Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir."
"Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilir kişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler göz altına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor."
"Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor.Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz. Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz." açıklamalarında bulundu.
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler