SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kanserden korunmak için kahve için

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2024 09:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2024 09:45

Kanserle savaşan yiyecek diye bir şey var mı? Bazı gıdalar kanseri önleyebilir mi?

Maalesef! Kanseri durdurabilecek veya kansere yakalanma riskinizi sıfıra indirebilecek hiçbir gıda yoktur. Sağlıklı yiyecekler yemek riskinizi azaltabilir ancak ortadan kaldırmaz.

Son dönemde yayınlanan çalışmalar, kahveyi koruyucu bir antioksidan kaynağı olarak göstermekten, kahvenin kanser riski oluşturduğuna dair önerilere kadar uzanıyor.

Peki gerçekler neler ? Nelere dikkat edelim?

Kahve tüketiminin kansere karşı koruyucu bir faktör olduğu araştırılmıştır. Kahve, hoş tadı, aroması ve sağlığı geliştirici özelliklerinden sorumlu olan binden fazla tanımlanmış fitokimyasal içeren bir içecektir. Bu bileşiklerin birçoğu antioksidan, antiinflamatuar, antifibrotik ve antikanser özelliklerinden dolayı potansiyel bir terapötik etkiye sahiptir. Kavurma işlemi fitokimyasal içeriği etkiler ve istenmeyen bileşikler oluşabilir. Son yıllarda kahve içmenin kansere etkisi konusunda çelişkili yayınlar yapılmasının en büyük nedenlerinden biri budur. 

Son araştırmalar kahvenin baş ve boyun, kolorektal, meme ve karaciğer kanseri dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerinin riskini azaltabildiğini ortaya koymaktadır. Kahve bileşiklerinin enerji tüketimini arttırdığı, hücresel hasarı engellediği, DNA onarımında yer alan genleri düzenlediği, antiinflamatuar özelliklere sahip olduğu ve/veya metastazı engellediği gösterilmiştir. Ayrıca kahve tüketiminin daha düşük insülin direnci ve tip 2 diyabet riskiyle ilişkili olduğuna dair kanıtlar da vardır; bunlar da daha yüksek kolorektal, karaciğer, meme ve endometriyal kanser insidansı ve/veya ölüm riskiyle bağlantılıdır.

Kahvenin sadece kafeinden ibaret görülmemesi önemlidir. Kafeinsiz kahvede kafein daha düşük ve fenolik asit içeriği biraz daha düşük olsa da koruyucu fitokimyasalları daha az da olsa içermektedir. İnsanlar üzerinde yapılan çoğu çalışma, normal ve kafeinsiz kahveye bakıldığında kanser riskinde benzer bir azalma olduğunu göstermektedir.

Kavrulmuş kahve çekirdeklerinde akrilamid adı verilen bir bileşik hakkında endişeler duyulmaktadır. Ancak akrilamidin kanser yağıcı etkisine kahve ile erişmek çok mümkün değildir. Ek olarak blonde roast/az kavrulmuş olan kahveleri tercih etmek en iyi tercih olacaktır. 

AICR/WCRF raporuna göre kahvenin özellikle endometrial ve karaciğer kanseri üzerinde olumlu etkisi olduğu yönündeydi. Sınırlı kanıtlar ise Ağız, yutak, gırtlak ve cilt kanserleri üzerine olumlu etkisi olduğu yönündedir ancak bunların neden-sonuç ilişkileri olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bunu destekleyen hayvan ve insan çalışmaları mevcuttur.

Hücre ve hayvan çalışmaları, kahvedeki çeşitli fitokimyasalların, hücre büyümesini kontrol etmeye ve kanser hücresi gelişimini azaltmaya yardımcı olabilecek etkilerini göstermektedir. Özellikle fenolik asitlerin kansere yol açabilecek hasara karşı hücrelerin antioksidan ve antiinflamatuar savunmasını arttırdığı ortaya çıktı. Kahvedeki lignanlar, enzimler üzerinden antikanseron etkiyi kanserli hücre büyümesini azaltarak desteklemektedir. Kahve ile bağdaşmış olan kafein ise bağırsak hareketlerini arttırmakta ve kanserojen bileşenlerin geçişini hızlandırmaktadır. Özellikle kolorektal kanseri üzerine hücre sinyallerini etkilediği yönünde çalışmalar mevcuttur. Kahvenin kavrulması sırasında açığa çıkan melanoidlerin mikrobiyotayı desteklediği gösterilmiştir.

Hücre ve hayvan çalışmalarında diterpen kahveol ve kafestol, kanserojenleri etkisiz hale getiren enzimleri uyarır, onları aktive eden enzimleri bloke eder ve antioksidan savunmayı destekler. Hücre çalışmalarında kanser hücrelerinin büyümesini azaltıp, kendi kendilerini yok etmelerini artırıyorlar.

İnsanlarda yapılan çaloşmalarda kahve tüketimi yapan bireylerde  birkaç hafta sonra antioksidan durum belirteçlerinde artış ve inflamasyon belirteçlerinde ve DNA hasarında azalma görüldü, ancak sonuçları etkileyebilecek birçok parametre olduğu da unutulmamalıdır.

Geliştirilmiş insülin duyarlılığı ve dolaşımdaki insülin seviyelerinin azaltılmasını destekleyen kahve insülin bağımlı olarak ilerleyen kanser türlerinde riskin azaltılmasına yardımcı olabilmektedir.

Sonuç olarak; her şey dozunda güzel. Daha az kavrulmuş olarak tercih edilen kahvelerin sağlığı birden fazla faydası olabilmektedir. Günde 2 fincan kahve tüketimi genel bir öneri olarak verilse de kafein hassasiyetine göre bireysel bir planlama yapılması önerilmektedir. s

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.