Annemin rahatsızlığı nedeniyle epey süredir Bursa Şehir Hastanesi'ne gidip geliyorum.
Hastane Teknik alet edebat vs güzel hizmet eyvallah.
Orhangazi, Yenişehir, İznik'ten Bursa şehir hastanesine sevkli giden hastalar var.
Sonuçta Hasta garantisi verildi.
Türkiye tarihinde bir ilk.
Yap, İşler, Devret sistemi ile olan Hastane herşey güzel, Hatta Golf aracı ile hastalar taşınıyordu.
Retina, Fizik tedavi bölümleri karşı binada ama sadece yatan hastaları golf aracı ile taşıyorlar, Koskoca hastanede tekerlekli sandalye krizi var.
YASAK!
Karşı binaya hastanızı ölsede, kalsada, tekerlekli sandalye verilmiyor, çalışanlar bile artık yorulmuş bu durumdan. Koskoca hastane de 50-100 tekerlekli sandalye var. Oysa hastane açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan Hastalar ring aracı ile bölümlerine gidecek diyordu. O gün Recep Altepe'de hastanede idi. Protokol vs elinde sıra fişi bile yoktu.
İnsanlarımız hepsi hasta, Hastaneler hastadan geçilmiyor, çünkü 2012 yılında ihraç edilen gıda maddeleri hakkında verilen raporda aslında herşey yazıyordu.
Şimdilerde ise o raporu yazan için feto iftirasıyla görevinden edildi.
Rapor da İhraç ürünlerinin kanserojen olduğu iç piyasada satılamayacağı yazıyordu.
Hatta raporu yazan Profesör günahı vebali boynunuza olsun diye beddua etmişti.
Bugün hastanelere gidin bakın ful dolu ve para kazandıracak bir banka gibi çalışıyorlar.
Geçenlerde Hastaneye gittim bir sağlık sorunum için. Muayenemi oldum. İlaç yazılacak ama SGK karşılamıyor.
Sosyal devletten bahsedenler yazımı okurlar umarım.
Ben sigortalı bir çalışan olarak vergimi veriyorum. Her türlü vatandaşlık görevimi yerine getiriyorum ama devlet bana ilaç vermiyor. Bu mu sosyal devlet? Gözlük yazılır camı karşılamaz. Biz ne zaman gerçek bir devlet gibi davranacağız?
Bursa Şehir Hastanesi Tekerlekli sandalye sorunu ciddi bir meseledir. Yürüyemeyen hasta için taksi tut diyen hastane personeli bile vardı.
Sağlıkta devrim fiyaskoya dönmüş durumda, Hastalar sıra beklemeyecek dendi. Hastalar ameliyat sırası bekler iken evde vefat ediyor artık. Burda güzel olumlu bir şeyde oldu.
Söylemeden geçersem ayıp olur.
Yaklaşık On senedir Orhangazi ilçesinde Belediye Başkanı olan Sayın Bekir Aydın ilk defa halkçı bir hizmet yaptı. Yazmayan kalem kırılsın. Bursa'da ki Hastanelerde yatan, tedavi gören raporlu hastalar için Orhangazi'den araç kaldırmaya başladı. Yandaş, Muhalif ayrımı yapmadan herkese bu hizmeti sundu. Gerek hastalar, gerekse kendi şahsım adına teşekkür ederim.
Ekonomik şartların ağırlaştığı şu günlerde hasta garantili bu hastaneye gidip gelmenin maliyeti yeme içme, yol masrafı vs 1000 ₺ civarı bu vesile ile bu hizmeti önemsiyorum... Gıdayı, İlacı silah gibi kullanmak isteyenler var. Mermiyi pahalı bulup, kimyasal ile bizi yavaş yavaş öldüren, sağlığımızı bozan etkenleri yazarak yazıma son vermek istiyorum;
"SVALBARD KÜRESEL TOHUM DEPOSU
Svalbard Küresel Tohum Deposu, Norveç’te bir depoda dünyadaki bütün bitki tohumlarını muhafaza etmeyi amaçlayan projedir. Depo, Norveç’in Longyearbyen şehrinde yer alır. 2008 yılında açılmıştır. Kıyamet Ambarı (Doomsday Vault) adıyla da bilinen; "Küresel Tohum Deposu" projesidir.
Gıdayı silaha dönüştüren şeytani akıl GDO’lu gıdayı piyasaya sürerek insan sağlığı ile oynamaktadır.
Dünyanın her yerinden getirilen tohumlar özel olarak burada depolanıyor, peki neden böyle bir gereksinim duyuldu. Dünya’yı Paris iklim sözleşmesi ile götürmek istedikleri bir yer var. Bu kesinlikle anlatılmayan bir yer, Evanjelizm Tanrı’yı kıyamete zorlayan bir Hristiyan mezhebi olarak karşımıza çıkıyor. İşte hepsi ayrı gibi gözükse de aslında bir hedefe kitlenmiş ve Time dergisinin internet sitesinde ki 2030 yılına doğru bir geri sayım mevcut.
Bu bilgilerin ışığında olabilecek tek bir ihtimal kalıyor "Kimyasal Silahlar" Bu kadar tedbir bu kadar masraf ki Yer altı sığınak şehirler hazırlanıyor, bütün bunların göstergesi Nükleer silah başka bir açıklaması yok.
BURSA TARIMININ KALBİNDE Kİ HANÇER MONSANTO ŞİRKETİ
1901 yılında kurulan şirket, tarım ve sebze tohumları, bitki biyoteknoloji özellikleri, bitki koruma kimyasalları üzerine faaliyet gösteriir.
Küresel çapta; 66 ülkede 404 tesiste 21.183 çalışanı, ABD’de 33 eyaletteki 146 tesiste 10.277 çalışanı mevcuttur. Şirket 1997 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösterir. Bursa Kemalpaşa ilçesinde tesisleri olan Monsanto şirketi Alman Bayer firmasına satışı geçtiğimiz yıllarda olmuştu. Cargill şirketi ise zaten Orhangazi’de hali hazırda özel yasa ile korunması herşeyi açıkça göstermektedir.
Bursa’da faaliyet gösteren iki şirketin Bursa Tarımında söz sahibi olduğunu göz önünde bulunduracak olur isek Türk tarımını bekliyen tehlikeli süreci gazete köşesinden anlatmaya çalıştık. GDO’lu mısır ile beslenen Kobay fareyi geçenlerde sosyal medya platformumda paylaştım. Bu vesile ile Sağlıkta tarımda İlaç ta gıda da alternatif üretmek zorundayız. Bütün okurlara Saygı sevgi ve Esenlikler diliyorum."
Kaynak: (1)Kara kutu-Soner Yalçın
(2) Bay Ölüm Gıda-İlaç-Silah - Ali Bektan
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İlhan Erdem
BURSA ŞEHİR HASTANESİ VE SAĞLIKTA DEVRİM
Annemin rahatsızlığı nedeniyle epey süredir Bursa Şehir Hastanesi'ne gidip geliyorum.
Hastane Teknik alet edebat vs güzel hizmet eyvallah.
Orhangazi, Yenişehir, İznik'ten Bursa şehir hastanesine sevkli giden hastalar var.
Sonuçta Hasta garantisi verildi.
Türkiye tarihinde bir ilk.
Yap, İşler, Devret sistemi ile olan Hastane herşey güzel, Hatta Golf aracı ile hastalar taşınıyordu.
Retina, Fizik tedavi bölümleri karşı binada ama sadece yatan hastaları golf aracı ile taşıyorlar, Koskoca hastanede tekerlekli sandalye krizi var.
YASAK!
Karşı binaya hastanızı ölsede, kalsada, tekerlekli sandalye verilmiyor, çalışanlar bile artık yorulmuş bu durumdan. Koskoca hastane de 50-100 tekerlekli sandalye var. Oysa hastane açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan Hastalar ring aracı ile bölümlerine gidecek diyordu. O gün Recep Altepe'de hastanede idi. Protokol vs elinde sıra fişi bile yoktu.
İnsanlarımız hepsi hasta, Hastaneler hastadan geçilmiyor, çünkü 2012 yılında ihraç edilen gıda maddeleri hakkında verilen raporda aslında herşey yazıyordu.
Şimdilerde ise o raporu yazan için feto iftirasıyla görevinden edildi.
Rapor da İhraç ürünlerinin kanserojen olduğu iç piyasada satılamayacağı yazıyordu.
Hatta raporu yazan Profesör günahı vebali boynunuza olsun diye beddua etmişti.
Bugün hastanelere gidin bakın ful dolu ve para kazandıracak bir banka gibi çalışıyorlar.
Geçenlerde Hastaneye gittim bir sağlık sorunum için. Muayenemi oldum. İlaç yazılacak ama SGK karşılamıyor.
Sosyal devletten bahsedenler yazımı okurlar umarım.
Ben sigortalı bir çalışan olarak vergimi veriyorum. Her türlü vatandaşlık görevimi yerine getiriyorum ama devlet bana ilaç vermiyor. Bu mu sosyal devlet? Gözlük yazılır camı karşılamaz. Biz ne zaman gerçek bir devlet gibi davranacağız?
Bursa Şehir Hastanesi Tekerlekli sandalye sorunu ciddi bir meseledir. Yürüyemeyen hasta için taksi tut diyen hastane personeli bile vardı.
Sağlıkta devrim fiyaskoya dönmüş durumda, Hastalar sıra beklemeyecek dendi. Hastalar ameliyat sırası bekler iken evde vefat ediyor artık. Burda güzel olumlu bir şeyde oldu.
Söylemeden geçersem ayıp olur.
Yaklaşık On senedir Orhangazi ilçesinde Belediye Başkanı olan Sayın Bekir Aydın ilk defa halkçı bir hizmet yaptı. Yazmayan kalem kırılsın. Bursa'da ki Hastanelerde yatan, tedavi gören raporlu hastalar için Orhangazi'den araç kaldırmaya başladı. Yandaş, Muhalif ayrımı yapmadan herkese bu hizmeti sundu. Gerek hastalar, gerekse kendi şahsım adına teşekkür ederim.
Ekonomik şartların ağırlaştığı şu günlerde hasta garantili bu hastaneye gidip gelmenin maliyeti yeme içme, yol masrafı vs 1000 ₺ civarı bu vesile ile bu hizmeti önemsiyorum... Gıdayı, İlacı silah gibi kullanmak isteyenler var. Mermiyi pahalı bulup, kimyasal ile bizi yavaş yavaş öldüren, sağlığımızı bozan etkenleri yazarak yazıma son vermek istiyorum;
"SVALBARD KÜRESEL TOHUM DEPOSU
Svalbard Küresel Tohum Deposu, Norveç’te bir depoda dünyadaki bütün bitki tohumlarını muhafaza etmeyi amaçlayan projedir. Depo, Norveç’in Longyearbyen şehrinde yer alır. 2008 yılında açılmıştır. Kıyamet Ambarı (Doomsday Vault) adıyla da bilinen; "Küresel Tohum Deposu" projesidir.
Gıdayı silaha dönüştüren şeytani akıl GDO’lu gıdayı piyasaya sürerek insan sağlığı ile oynamaktadır.
Dünyanın her yerinden getirilen tohumlar özel olarak burada depolanıyor, peki neden böyle bir gereksinim duyuldu. Dünya’yı Paris iklim sözleşmesi ile götürmek istedikleri bir yer var. Bu kesinlikle anlatılmayan bir yer, Evanjelizm Tanrı’yı kıyamete zorlayan bir Hristiyan mezhebi olarak karşımıza çıkıyor. İşte hepsi ayrı gibi gözükse de aslında bir hedefe kitlenmiş ve Time dergisinin internet sitesinde ki 2030 yılına doğru bir geri sayım mevcut.
Bu bilgilerin ışığında olabilecek tek bir ihtimal kalıyor "Kimyasal Silahlar" Bu kadar tedbir bu kadar masraf ki Yer altı sığınak şehirler hazırlanıyor, bütün bunların göstergesi Nükleer silah başka bir açıklaması yok.
BURSA TARIMININ KALBİNDE Kİ HANÇER MONSANTO ŞİRKETİ
1901 yılında kurulan şirket, tarım ve sebze tohumları, bitki biyoteknoloji özellikleri, bitki koruma kimyasalları üzerine faaliyet gösteriir.
Küresel çapta; 66 ülkede 404 tesiste 21.183 çalışanı, ABD’de 33 eyaletteki 146 tesiste 10.277 çalışanı mevcuttur. Şirket 1997 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösterir. Bursa Kemalpaşa ilçesinde tesisleri olan Monsanto şirketi Alman Bayer firmasına satışı geçtiğimiz yıllarda olmuştu. Cargill şirketi ise zaten Orhangazi’de hali hazırda özel yasa ile korunması herşeyi açıkça göstermektedir.
Bursa’da faaliyet gösteren iki şirketin Bursa Tarımında söz sahibi olduğunu göz önünde bulunduracak olur isek Türk tarımını bekliyen tehlikeli süreci gazete köşesinden anlatmaya çalıştık. GDO’lu mısır ile beslenen Kobay fareyi geçenlerde sosyal medya platformumda paylaştım. Bu vesile ile Sağlıkta tarımda İlaç ta gıda da alternatif üretmek zorundayız. Bütün okurlara Saygı sevgi ve Esenlikler diliyorum."
Kaynak: (1)Kara kutu-Soner Yalçın
(2) Bay Ölüm Gıda-İlaç-Silah - Ali Bektan