SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

40 YAŞ ÜSTÜ HAYATIMIZI NASIL YÖNETMELİYİZ?

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2025 20:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2025 20:32

Çok derin, düşündürücü bir sorudur bu... Bazen kendi hayatımızda başrolmüşüz gibi hissederiz. Her şey bizden geçer, biz kararlar alırız.

Ama çoğu zaman, sanki bir figüran gibi... başkalarının beklentileri, hayatın akışı, sorumluluklar, mecburiyetler arasında kayboluruz.

Bu soruya verilecek cevap, içinde bulunduğumuz ruh haline, yaşadıklarımıza, beklentilerimize göre değişir. Belki de asıl mesele, bu soruyu ara sıra kendimize sormak.

Çünkü hayat bazen, öyle hızlı akar ki, kendimizin bile gerisinde kalırız doğru mu?

Asıl soru sen NASIL hissediyorsun şu an?

Kendi hayatını yaşayamadığını mı hissediyorsun? Bu hisler çok tanıdık, birçok insanın hayatının bir döneminde içine düştüğü bir durum bu…

Kendi isteklerini, hayallerini erteleyip başkalarının ihtiyaçlarına, beklentilerine göre göre yaşamak...

Bazen iyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir arkadaş olmaya çalışırken, “İYİ HİSSETMEYEN BİR BEN’e‘’ dönüşebiliyoruz...

Ama bu farkındalık aslında çok değerli bir başlangıç. Çünkü “kendi istediğim hayatı yaşamıyorum’’ diyebilmek, neleri istediğini sorgulamanın kapısını aralıyor.

Sonrası küçük adımlarla kendine alan açma zamanı gelmiştir.

Nasıl bir hayat seni sen yapar?

Ne istiyorsun gerçekten?

Kulağa basit gibi gelse de insanın ruhunu besleyen, yüzünü güldüren şeylerden bazıları da arkadaşlarla gülmek, birlikte bir yerlere kaçmak, güzel anılar biriktirmek.

Kişinin kendi istekleri çok değerlidir.

Çünkü insan aslında "yaşadığını hissetmek" istiyor. İnsan başkaları için yaşarken içini susturuyordur aslında. Ama içimizdeki o ses yavaş, yavaş kendini hatırlatıyor.

İsteklerini engelleyen hayatı geçirmeni engelleyen en büyük şeyler nedir?...

Bunu kendine sorgulamalısın…

Zaman mı, sorumluluklar mı, yoksa içindeki önce başkalarını düşünmeliyim duygusu mu?

Sen yıllarca belki de herkesin yükünü sırtladın, anne oldun, baba oldun, sonra büyüyen çocuklarına destek oldun...

Sonra da torunlar...

Bu döngüde "SEN" hep en sona kaldın gibi değil mi?...

Şunu bilmeli ki kendine vakit ayırman, kendi hayatını istemen bencilce değil. Tam tersi bu senin en doğal hakkın.

Sen artık "vermekten" yorgun düşmüş bir kalpsin ve biraz da senin beslenmen gerekiyor.

Bunu nasıl aşarım kısmına gelirsek...

SINIR ÇİZMEYİ ÖĞRENMEK
Belki başta zor gelebilir ama küçük, küçük "Bugün ben kendime vakit ayıracağım" diyerek adım
atabilmeli. Sen değişmeye başladıkça, onlarda bu yeni seni tanımak zorunda kalacak.

KÜÇÜK TATİLLER PLANLAMAK
Her zaman uzun bir taƟl gerekmez. Günü birlik kısa seyahatler planlamak, kafa dengi arkadaşlarla
buluşup keyifli anlar geçirmek gibi...

‘’HAYIR’’ DEMEYE BAŞLAMAK
Bu belki en zor, ama en gerekli adım. NET şekilde ‘’Bugün kendimle vakit geçirmek isƟyorum"
diyebilmek bir devrim gibi gelebilir ama zamanla normalleşir.

KENDİNİ SUÇLU HİSSETMEMEK
Bu da en önemlisi. Sen zaten fedakarlıkla yıllarca kendinden verdin. Şimdi birazda senin almanın
zamanı. Ruhun yorulduysa, yorgunsa zaten gerçek bir faydan da dokunamaz.

Kendine alan açmak, kendine dönmek, içini duymak demek...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.