60 senelik tecrübemle sabittir ki; bir iki istisna dışında dünyaya sağdan bakar.
Toprağı da insanı da bereketlidir ve beceriklidir.
Bağda , bahçede, tarlada çamurdan adam, atölyede çekiç ve tokmakla kara sacdan otomobil yapar.
Siyaseti bilmez, yasalara karşı (genellikle) saygılı ve devletine bağlıdır.
“Profesyonel” siyaseti meslek edinmek yerine üretimle uğraşır.
Seçimlerde parti listeleri hemşeri dernekleri taleplerinin yanı sıra bir kaç ithal vekil ile şekillenir.
Onlar da Bursa'ya değil, kendine vekil olurlar.
O nedenle Bursa halkının Ankara'da sözü geçmediği gibi kendi şehrinde de mazlum olur.
Bursa halkının bazen keseri sapı, sonunda da hesabı döndürdüğü olmuştur.
Adalet Partinin kalesi iken, Ecevit'in CHP sine, Anavatan Partisinin kalesi iken DSP ye, 2000' li yılların başında ise Ak Partinin 18 Milletvekilinin 12 sini TBMM ye göndererek çok önemli bir değişim yapmıştır.
Bursa Halkı 2000' li yılların başında Ak Parti'ye öyle bir avans verdi ki; Dünya Bankası olsa ülkeye o kadar ucuz kredi vermezdi.
Ak Parti Kurmayları, 20 yıllık başarılı Bursa öyküsünü, Bursa halkının taleplerini hiçe sayıp listelerine kontenjandan bazen bir bazen de iki ithal ağabeyler ile bulandırınca başlayan erimeye çözüm aramak yerine adeta Bursa'yı cezalandırmaya kalkıyorlar.
Ak Partinin ikinci adamı denilen, kendi deyimiyle güçlü özgül ağırlığı olan Bülent Arınç geldi ama gittikten sonra geride onu anacağımız hiçbirşey bırakmadı.
Şimdi Ak Parti Genel Başkan Vekili olan Efkan Ala var ama makamı gereği onun için Bursa doğal olarak 81 ilden biri ve Erzurum'dan sonra geliyor.
Bursa insanını, gece döneri ve TOGG ile taksi çekerek avutacağını sanan Mustafa Varank 31 Mart'ta yanıtını aldı.
Sağlık Bakanlığı yapan Mehmet Müezzinoğlu'nu ve Bursa'da ve TBMM de görülmeyen seçilmekten başka muradı olmayan Cemalettin Kani Torun'u hiç saymıyorum.
Benzer isimler CHP 'de İYİ Parti'de MHP de de mebzul miktarda var ama konumuz 22 yıllık Ak Parti'nin Bursa hikayesidir.
Ak Parti bildim bileli attığı temele sahip çıkan ve zamanından önce bitiren bir iktidardı ama Bursa'yı hep cepte ve değersiz görerek ıskaladı.
Anadolu'yu Ege'ye ve hatta İstanbul'a bağlayan düğümün merkezi olan ihracat lideri Bursa'ya çevre yolu bile Kütahya'dan sonra yapıldı.
2012 de temeli atılan ve 2016 da düdüğü ötecek denilen “YHT” ( Yüksek Hızlı Tren) 2025' e giriyoruz, üstelik “Y” sini yemelerine rağmen “HT” (Hızlı Tren) olarak hala ne zaman geleceğini kimse bilmiyor.
Şehir Hastanesinin ilk planlanan yeri değiştirildi ve şimdikine ulaşmak için ne zaman biteceği belirsiz raylı sistem yapılıyor.
Finansmanın büyük kısmı Celal Sönmez tarafından sağlanan Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesinin açılışı bile yılan hikayesine döndü.
Paralı otoban daha hızlı olsun diye peşkeş çekilmek üzere binlerce meyva ve zeytin ağacının katledileceği Çağlayan -Ahmetköy- Aksungur otoyolunun ekonomiye ve Bursa'nın ekosistemine zararı para ile ölçülemez.
TÜİK in bile iyimser enflasyonu % 45 lerde, banka faizleri % 60 larda iken ihracatçıyı batıran kuru sabit tutma inadı ile dövizdeki enflasyon % 20 nin altında olur mu?
Geçenlerde aslında hükümetle barışık olan bir iş insanları derneğinin toplantısında, Başkan'ın, Ankara'ya iş dünyasının sorunları ile ilgili dört yıldır aynı dosyaları götürüyoruz hiçbirine yanıt alamadık ve muhatap bulmadık sözleri ilk dört tespitimin sağlamasıdır.
Bursa'da 31 Mart seçim sonuçları bağıra bağıra geliyordu, sesi kesmek için çaba göstermek yerine sadece kulaklarını tıkadılar.
Bursa'da bu kadar çok “ağabey” varken faturanın İl Başkanına kesilmesi haksızlık olurdu.
28 Aralık'ta Bursa'ya gelen ve İl Başkanlığı için malumu ilan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözlemlerinin sıkıntılı olduğunu sanıyorum.
Gücünü bağış, sosyal destek vs değil, çalıştıranı ile çalışanı ile üretim ve ihracattan alan Bursa halkının yaşadığı ekonomik zorluklar ve hiçbir ahlaki zemine oturmayan pahalılık Ak Parti'yi Bursa'da ciddi anlamda zorluyor.
Bedelsiz bir sosyal bir hak değil, yılların emeğinin ve ödediği primin karşılığı olan emekli maaşları beklentinin altında tutulursa, yüzde 15 gibi kifayetsiz bir zamla ayarlanırsa Ak Parti'yi fena halde yıpratacaktır.
31 Mart yerel seçimleri öncesi Bursa'ya her gelişi olay olan Cumhurbaşkanının bu gelişinden Bursa'nın yarısının haberi olmadı, diğer yarısının yarısı da ilgi göstermedi.
Bunu herkes biliyor ama söyleyemiyor o nedenle Bursa özüne dönmelidir.
Bir yazar için en kolayı yerelde ve genelde pembe tablolar çizip, iktidarları mutlu, kendisini de rahat ettirmektir.
Ama söz konusu Bursa olunca, yapamıyorsunuz.
Demokrasiye olan inancımızla işimiz, haklı ilişkiler ya da P&R cılık değil, iktidarların yaptıklarını övmek yerine yapamadıklarını dile getirmek, muhalefeti de uyumayın diye uyarmaktır.
Ak Parti seçmeni partisine küstü ama CHP ye de yönelmedi.
Bunu kazandığı belediyelerdeki geçmişte aldığı oylara bakarsanız anlarsınız.
Davut Gürkan ve yeni ekibinin Bursa için çalışmasını, iş dünyasının talepleri için çaba göstermesini ve en önemlisi Yerli ve Milli Bursa lobisi için çalışmasını, gücünün sorumluluğunu bilmesini ve Bursa'da heyecanın, heyelana dönüştüğü sonucun faturasının bundan böyle kendisine kesileceğini görmesini diliyorum.
Başka Bursa yok!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman GÜRÇAY
Ak Parti Bursa'da heyelan var!
Bizim memleketin güzel huyları vardır.
Alışkanlıklarını kolay terk etmez.
Sudan bahanelerle dostum dediği adama küsmez.
Partisini kolay değiştirmez.
60 senelik tecrübemle sabittir ki; bir iki istisna dışında dünyaya sağdan bakar.
Toprağı da insanı da bereketlidir ve beceriklidir.
Bağda , bahçede, tarlada çamurdan adam, atölyede çekiç ve tokmakla kara sacdan otomobil yapar.
Siyaseti bilmez, yasalara karşı (genellikle) saygılı ve devletine bağlıdır.
“Profesyonel” siyaseti meslek edinmek yerine üretimle uğraşır.
Seçimlerde parti listeleri hemşeri dernekleri taleplerinin yanı sıra bir kaç ithal vekil ile şekillenir.
Onlar da Bursa'ya değil, kendine vekil olurlar.
O nedenle Bursa halkının Ankara'da sözü geçmediği gibi kendi şehrinde de mazlum olur.
Bursa halkının bazen keseri sapı, sonunda da hesabı döndürdüğü olmuştur.
Adalet Partinin kalesi iken, Ecevit'in CHP sine, Anavatan Partisinin kalesi iken DSP ye, 2000' li yılların başında ise Ak Partinin 18 Milletvekilinin 12 sini TBMM ye göndererek çok önemli bir değişim yapmıştır.
Bursa Halkı 2000' li yılların başında Ak Parti'ye öyle bir avans verdi ki; Dünya Bankası olsa ülkeye o kadar ucuz kredi vermezdi.
Ak Parti Kurmayları, 20 yıllık başarılı Bursa öyküsünü, Bursa halkının taleplerini hiçe sayıp listelerine kontenjandan bazen bir bazen de iki ithal ağabeyler ile bulandırınca başlayan erimeye çözüm aramak yerine adeta Bursa'yı cezalandırmaya kalkıyorlar.
Ak Partinin ikinci adamı denilen, kendi deyimiyle güçlü özgül ağırlığı olan Bülent Arınç geldi ama gittikten sonra geride onu anacağımız hiçbirşey bırakmadı.
Şimdi Ak Parti Genel Başkan Vekili olan Efkan Ala var ama makamı gereği onun için Bursa doğal olarak 81 ilden biri ve Erzurum'dan sonra geliyor.
Bursa insanını, gece döneri ve TOGG ile taksi çekerek avutacağını sanan Mustafa Varank 31 Mart'ta yanıtını aldı.
Sağlık Bakanlığı yapan Mehmet Müezzinoğlu'nu ve Bursa'da ve TBMM de görülmeyen seçilmekten başka muradı olmayan Cemalettin Kani Torun'u hiç saymıyorum.
Benzer isimler CHP 'de İYİ Parti'de MHP de de mebzul miktarda var ama konumuz 22 yıllık Ak Parti'nin Bursa hikayesidir.
Ak Parti bildim bileli attığı temele sahip çıkan ve zamanından önce bitiren bir iktidardı ama Bursa'yı hep cepte ve değersiz görerek ıskaladı.
Anadolu'yu Ege'ye ve hatta İstanbul'a bağlayan düğümün merkezi olan ihracat lideri Bursa'ya çevre yolu bile Kütahya'dan sonra yapıldı.
2012 de temeli atılan ve 2016 da düdüğü ötecek denilen “YHT” ( Yüksek Hızlı Tren) 2025' e giriyoruz, üstelik “Y” sini yemelerine rağmen “HT” (Hızlı Tren) olarak hala ne zaman geleceğini kimse bilmiyor.
Şehir Hastanesinin ilk planlanan yeri değiştirildi ve şimdikine ulaşmak için ne zaman biteceği belirsiz raylı sistem yapılıyor.
Finansmanın büyük kısmı Celal Sönmez tarafından sağlanan Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesinin açılışı bile yılan hikayesine döndü.
Paralı otoban daha hızlı olsun diye peşkeş çekilmek üzere binlerce meyva ve zeytin ağacının katledileceği Çağlayan -Ahmetköy- Aksungur otoyolunun ekonomiye ve Bursa'nın ekosistemine zararı para ile ölçülemez.
TÜİK in bile iyimser enflasyonu % 45 lerde, banka faizleri % 60 larda iken ihracatçıyı batıran kuru sabit tutma inadı ile dövizdeki enflasyon % 20 nin altında olur mu?
Geçenlerde aslında hükümetle barışık olan bir iş insanları derneğinin toplantısında, Başkan'ın, Ankara'ya iş dünyasının sorunları ile ilgili dört yıldır aynı dosyaları götürüyoruz hiçbirine yanıt alamadık ve muhatap bulmadık sözleri ilk dört tespitimin sağlamasıdır.
Bursa'da 31 Mart seçim sonuçları bağıra bağıra geliyordu, sesi kesmek için çaba göstermek yerine sadece kulaklarını tıkadılar.
Bursa'da bu kadar çok “ağabey” varken faturanın İl Başkanına kesilmesi haksızlık olurdu.
28 Aralık'ta Bursa'ya gelen ve İl Başkanlığı için malumu ilan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözlemlerinin sıkıntılı olduğunu sanıyorum.
Gücünü bağış, sosyal destek vs değil, çalıştıranı ile çalışanı ile üretim ve ihracattan alan Bursa halkının yaşadığı ekonomik zorluklar ve hiçbir ahlaki zemine oturmayan pahalılık Ak Parti'yi Bursa'da ciddi anlamda zorluyor.
Bedelsiz bir sosyal bir hak değil, yılların emeğinin ve ödediği primin karşılığı olan emekli maaşları beklentinin altında tutulursa, yüzde 15 gibi kifayetsiz bir zamla ayarlanırsa Ak Parti'yi fena halde yıpratacaktır.
31 Mart yerel seçimleri öncesi Bursa'ya her gelişi olay olan Cumhurbaşkanının bu gelişinden Bursa'nın yarısının haberi olmadı, diğer yarısının yarısı da ilgi göstermedi.
Bunu herkes biliyor ama söyleyemiyor o nedenle Bursa özüne dönmelidir.
Bir yazar için en kolayı yerelde ve genelde pembe tablolar çizip, iktidarları mutlu, kendisini de rahat ettirmektir.
Ama söz konusu Bursa olunca, yapamıyorsunuz.
Demokrasiye olan inancımızla işimiz, haklı ilişkiler ya da P&R cılık değil, iktidarların yaptıklarını övmek yerine yapamadıklarını dile getirmek, muhalefeti de uyumayın diye uyarmaktır.
Ak Parti seçmeni partisine küstü ama CHP ye de yönelmedi.
Bunu kazandığı belediyelerdeki geçmişte aldığı oylara bakarsanız anlarsınız.
Davut Gürkan ve yeni ekibinin Bursa için çalışmasını, iş dünyasının talepleri için çaba göstermesini ve en önemlisi Yerli ve Milli Bursa lobisi için çalışmasını, gücünün sorumluluğunu bilmesini ve Bursa'da heyecanın, heyelana dönüştüğü sonucun faturasının bundan böyle kendisine kesileceğini görmesini diliyorum.
Başka Bursa yok!