Sadece iki yıl önce Atış Yapı sadece başarı ile bitirdiği projeleri ve taahhütleri ile değil Bursa için gerçekleştirdiği sosyal projelerle, kültürel etkinliklere yaptığı sponsorluklarla, Bursaspor’a verdiği destekle anılıyordu.

Atış Yapının “Satın Aldığı” Carrefour Arazisinin fore kazıklı, çelik ve beton karma prefabrik iki katlı tesislerinin düzmece alınan çürük raporu ile boşaltılma hamlesi üzerine konuyu eleştiren, orada oluşturulacak rantın Bursa’ya bedelinin çok ağır olacağını anlatan bir yazı yazmıştım.

Yazım üzerine Ahmet Atış beni aradı ve görüştük.

Bana Bursa’da Türkiye çapında bir projeye imza atacaklarını, bu yatırımla ilgili yurtdışı kaynaklı proje ortaklığı şeklinde kaynak bulduklarını, ben Bursa sevdalısıyım diyen herkesin yüksek katma değerli ve prestijli projeye destek vermesi gerektiğini anlattı.

Ben de projeyi görmediğim halde 1050 konutların yeşil dokusunun katledilerek nasıl 5050 konutlara dönüştüğünü bildiğimden ve konutlar iskana açılınca Mudanya Yolunun ne hale geleceğini öngördüğümden, orada oluşacak yapı yoğunluğunun Bursa’yı kilitleyeceğini söyledim. Bana projede yasal emsal artışı dışında bir yoğunluk olmayacağını ve nokta olarak trafiğe engel değil, yardımcı olacak düzenlemeler yapılacağını ifade etti.

Aynı dönemde inşaat sektörü ile ilgisi olmayan bir iş insanı (İznini almadan adını vermek yakışık almaz)ile yaptığımız sohbette bana Carrefour arazisinin kendisine teklif edildiğini tek başına alma imkanının olduğunu ama rant uğruna Bursa’ya bu yanlışı yapmam diyerek ret ettiğini ifade etmişti.

Tahliyeler sonrası Nilüfer Belediyesi tarafından çürük raporu verilen yapı Dozer, Ekskavatör ve Trakskavatörlerin eşliğinde güçlükle yıkılırken en tepeye 5 katlı apartman boyunda ATIŞ YAPI tabelasının konduğunu gördük.

Atış Yapı’nın devam eden Babylon 1-2-3 Projesi ile birlikte eş zamanlı Kayapa Smart Evler 1-2-3-4-5 projesi ve Carrefour arazisinden proje ve maket üzerinden satış vaadi sözleşmeleri ile satışlar başlamıştı.

Binlerce Bursa insanı da yapılanlar, yapılacakların, gördürdüklerimiz, göreceklerimizin teminatıdır diyerek peşinat + sıra senetler vererek, satış vaadi sözleşmesi karşılığında bu projelere girdiler.

Tabi bu insanlar emeklerini, birikimlerini ve geleceklerini silah zoruyla değil, bir beklenti ile ATIŞ YAPI’ ya kendi kararları ile teslim ettiler.

Ama teslim ederken kontrolsüz artan inşaat maliyetlerini, yapsatçının başladığı bir inşaatı sürdürdüğü bir projenin bütçesi ile devam ettirdiğini, zincirde kopan bir baklanın tüm akışı bozacağını bütün dünyada ekonomik krizin Bursa’yı özellikle tekstil krizi ile vurduğunu göremediler.

Atış Yapı krizin eşiğine geldiğinde bir haber uçuruldu.

Son yıllarda bankacılık sisteminden rol çalan finans şirketlerinden biri Carrefour bizimdir, Atış Yapı’nın o proje üzerinden satış yapma yetkisi yoktur dedi.

Öyle olabilir de olmayabilir de KATILIM EVİ ile aralarında kurdukları ortak şirketin sözleşmesini okumadım ama şu soru cevaba muhtaçtır.

Madem yetkisi yok onun apartman büyüklüğündeki tabelasını neden astırdın ve daha önemlisi orada senin berber tabelası kadar tabelan yok.

Niyetinizi okumaya çalışmıyorum ama kullanıp atmaya çalıştığınız Atış Yapı değil, 3 binin üzerindeki yatırımcının birikimi ve 20 binin üzerindeki tedarikçinin emeğidir.

Sizler Atış Yapı ile Rus ruleti oynuyorsunuz ama tetiği çekerken namluyu birbirinize değil, masum insanların şakağına dayıyorsunuz.

Atış Yapı konkordato sürecini sonunda yatırımcısını mağdur etmemeli, tedarikçileri ile bir şekilde anlaşmalı ve dahası tutamayacağı sözler vermemelidir.

DownTown' daki varlıkları ve kaynakları doğru yönetilmelidir.

Bu sürecin yanlış değerlendirilmesinden, kaçak göçek oynanmasından herkes en çok da Bursa zarar görür.

Bildiğim kadarı ile hukuk savaşınız başlayacak, bu süreçte birilerine yazı yazdırarak tetiği birbirinizin yerine masum on binlerin şakağına düşürmek, insani, ahlaki, ticari olarak yanlıştır ve basiretli bir tüccarın yapacağı bir iş değildir.

Bir şey daha diyeyim.

O proje ölmüştür.

Mezardan ceset çıkarıp can veremezsiniz, Carrefour’u yıktığınız gibi aynen yapın ve eskisi gibi devam edin masrafı da görev zararı yazın.

Dediydi dersiniz!