Mustafa Bozbey'in Nilüfer Belediye Başkanı olarak 2013 yılında hazırlattığı NİLÜFER EKOKENT projesi, Bursa'nın kentsel kurtuluş programının, Bursa'nın geleceğinin siyasete kurban edilerek uzun süre Bursa Büyükşehir raflarında unutulmasının ve dokuz ay sonra iade edilmesinin ardından üzerinden on bir koca yıl geçti.
Ekokent projesi, Kayapa bölgesinde 1000 hektarlık alan ile başlayacaktı.
Sağıyla, soluyla, Bozbey'in rant peşinde koşarak Kayapa'yı bitirecek diyenlerin çoğu hayatta olduğuna göre önce soralım.
Kayapa ve civarı bugün ne durumdadır?
Kayapa – Çalı – Hasanağa ve rantçı müteahhit taaruzuna uğramış ve parsel bazında ince ayarlanan imar izinleri ile çarpık siteler zincirini oluşturmuştur.
Öte yandan kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çeviren emsal artışları ile İhsaniye ve Ataevler bölgeleri beton kulelerin istilasına uğramıştır.
Oysa EKOKENT Projesi, sağlıklı Bursa projesi olarak desteklenseydi, eski Nilüfer gibi planlı yepyeni bir banliyö merkez ilçemiz olacaktı.
Nilüfer'de rantın çukuruna düşmeyecekti.
Bursa'da Merinos evleri, Altıparmak, Kükürtü caddesi, dünyanın en kötü örneğ Doğanbey ve hatta Balat bugün plansızlığın kurbanı olan ve bir zamanların gözdesi olan bölgelerdir.
İşin acı yanı bölgeyi koruyalım diye üzerinde zıpladıkları Kayapa Bölgesinde nur topu(!) gibi bir sonradan olma OSB ve Anadolu'da küçük bir kent nüfusu kadar insan barındıran plansız kasabacık oluşmuştur.
Mustafa Bozbey'in farkı, kentsel planlamada geleceği görme ve hızlı hareket etme yeteneğidir.
Kayapa bitti ama Mustafa Bozbey'in benim Nilüfer'in geleceği için en önemli projem dediği EKOKENT projesi artık Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak önünde duruyor.
O planın uygulanacağı bir bölge bulup hayata geçirerek Bursa'yı kurtarma planına imzasını atmalıdır.
Mustafa Bozbey, Nilüfer'de olduğu gibi 24 saat gerçek zamanlı olarak sahadadır.
Şimdiki Nilüfer B. Başkanı gibi enginar tarlasında altı ay önce verdiği eski bir pozu Ocak ayında servis ederek “tarımın yanındayız ve koruyoruz” demiyor.
Bursa'yı doğru projelerden koruma (!) içgüdüsü ya liyakatsızlık, ya da rantın kucağında oturmaktır.
Bursa halkı bu kazığı birden fazla kez yemiş toplum olarak, projelere bakarken ve değerlendirirken en az iki kuşak sonrasını düşünmelidir.
Bozbey Başkan'dan bu konuda bilgi tazelemesi yapmasını istiyorum.
Mustafa Bozbey Başkanın 18 Şubat 2014 yılında yaptığı basın toplantısındaki tespitlerini Nilüfer Belediyesi arşivinden okuyalım.
Bir dönem İstanbul Metropoliten Planlama (İMP) Merkezi Başkanlığı görevini de sürdüren Prof. Dr. Hüseyin Kaptan öncülüğünde üst ölçekli plan kararları doğrultusunda revize edilerek hazırlanan uygulama imar planı,geçtiğimiz yıl Nisan ayında Nilüfer Belediye Meclisi’nde kabul edilerek onay için Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gönderilmişti.
9 ay boyunca Büyükşehir Belediyesi’nde,açıklama yapılmaksızın bekletilen planlama çalışması geçtiğimiz gün hiçbir teknik ve yasal gerekçe gösterilmeksizin “Mevzuat çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi” şeklinde genel bir ifade yazısıyla Nilüfer Belediyesi Meclisi’ne iade edildi.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey,süreci değerlendirmek ve kamuoyunu konu ile bilgilendirmek üzere Nilüfer Belediyesi Nilpark Hizmet Binası’nda bir basın toplantısı düzenledi.
İade kararına sert eleştiriler yönelten Başkan Bozbey “Nüfusu hızla artan kentimizde daha yaşanabilir yerleşim alanları yaratabilmek amacıyla katılımcı bir anlayışla hazırladığımız,otoriteler tarafından Türkiye ve Avrupa’nın en büyük ve en çağdaş planı olarak gösterilen planımızın Büyükşehir Meclisi’nden dönmesi oldukça düşündürücü. Hiçbir teknik ve yasal gerekçe gösterilmeden,siyasi maksatla iade edildiği konuşulan planın iadesi,sadece Bursa’nın önünü kapatmak isteyen zihniyetin ürünü olabilir. Bursa için markalaşma hedefi olanalar,aldıkları bu karar hakkında Bursa kamuoyuna doyurucu bilgi vermelidir. Marka kent böyle çağdaş projelerle olur,“dedi.
Bozbey,Nilüfer’in batısında,Kayapa civarında 1000 hektarlık bir alanda “Sürdürülebilir ekolojik kentsel planlama” ilkeleri gözetilerek,Bursa ve Nilüfer’in demografik yapısını rahatlatmak üzere hazırlandığı ifade edilen ve yaklaşık 300 bin nüfusun modern bir yerleşim alanında yaşamasını ön gören plana olan inancını şu sözlerle dile getirdi: “Nilüfer Ekokent Planı’ ulusal ve uluslararası platformlarda da sunulmuş ve örnek proje olarak birçok ortaklığa konu edilmiştir. Örneğin Türkiye Belediyeler Birliği ile İsveç Belediyeler Birliği’nin ortaklığında “Sürdürülebilir Ekolojik Kentsel Planlama” başlığı altında yürütülen TUSELOG projesi kapsamında,bu bölgeye özel çalışmalar yürütülmekte. Tasarım ve katılımcılık süreci açısından dikkat çeken plan,Birleşmiş Milletler Habitat Temsilcileri’nce de ilgi çekici ve özel bir çalışma olarak değerlendirildi. Biz planımıza inanıyoruz. Meclisimizden yeniden geçirip seçimlerin ardından Büyükşehir’e göndereceğiz. Bu projenin uygulamaz olduğunu düşünmek,ne yazık ki bu düşünce sahiplerinin kapasitesini ortaya koyar. Biz bilgimize de birikimimize de güveniyoruz.”
“Plana siyasi açıdan bakanlar,bedelini vatandaşa öder”
Konuşmasında; sık sık,iade kararının siyasi olduğu izlenimi taşıdığını vurgulayan Bozbey,30 Mart seçimlerinin karara karşı vatandaşların da takınacağı tavır konuşunda önemli bir eşik olduğunu ifade etti. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde sandalye sayısı üstünlüğünü elinde bulunduran siyasi parti temsilcilerinin gurubunu işaret eden Bozbey “Sadece Nilüfer’in değil,yatırımcıların da ilgisiyle,Bursa’nın en önemli projelerini doğuracak bu plana siyaseten bakarlarsa,kentin önünü kapatırlar. Komisyonlarda ve ikili görüşmelerde projeye karşı olumlu tavırlarını unutarak iade kararı alanlar,aldıkları bu kararı iyi düşünmeliler. Eğer konuya siyasi açıdan bakıyorlarsa vay hallerinde. 30 Mart’ta aldıklarını bu kararın bedelini vatandaşa öderler,”dedi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman GÜRÇAY
Bozbey'in raftan indirmesi gereken proje...
Mustafa Bozbey'in Nilüfer Belediye Başkanı olarak 2013 yılında hazırlattığı NİLÜFER EKOKENT projesi, Bursa'nın kentsel kurtuluş programının, Bursa'nın geleceğinin siyasete kurban edilerek uzun süre Bursa Büyükşehir raflarında unutulmasının ve dokuz ay sonra iade edilmesinin ardından üzerinden on bir koca yıl geçti.
Ekokent projesi, Kayapa bölgesinde 1000 hektarlık alan ile başlayacaktı.
Sağıyla, soluyla, Bozbey'in rant peşinde koşarak Kayapa'yı bitirecek diyenlerin çoğu hayatta olduğuna göre önce soralım.
Kayapa ve civarı bugün ne durumdadır?
Kayapa – Çalı – Hasanağa ve rantçı müteahhit taaruzuna uğramış ve parsel bazında ince ayarlanan imar izinleri ile çarpık siteler zincirini oluşturmuştur.
Öte yandan kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çeviren emsal artışları ile İhsaniye ve Ataevler bölgeleri beton kulelerin istilasına uğramıştır.
Oysa EKOKENT Projesi, sağlıklı Bursa projesi olarak desteklenseydi, eski Nilüfer gibi planlı yepyeni bir banliyö merkez ilçemiz olacaktı.
Nilüfer'de rantın çukuruna düşmeyecekti.
Bursa'da Merinos evleri, Altıparmak, Kükürtü caddesi, dünyanın en kötü örneğ Doğanbey ve hatta Balat bugün plansızlığın kurbanı olan ve bir zamanların gözdesi olan bölgelerdir.
İşin acı yanı bölgeyi koruyalım diye üzerinde zıpladıkları Kayapa Bölgesinde nur topu(!) gibi bir sonradan olma OSB ve Anadolu'da küçük bir kent nüfusu kadar insan barındıran plansız kasabacık oluşmuştur.
Mustafa Bozbey'in farkı, kentsel planlamada geleceği görme ve hızlı hareket etme yeteneğidir.
Kayapa bitti ama Mustafa Bozbey'in benim Nilüfer'in geleceği için en önemli projem dediği EKOKENT projesi artık Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak önünde duruyor.
O planın uygulanacağı bir bölge bulup hayata geçirerek Bursa'yı kurtarma planına imzasını atmalıdır.
Mustafa Bozbey, Nilüfer'de olduğu gibi 24 saat gerçek zamanlı olarak sahadadır.
Şimdiki Nilüfer B. Başkanı gibi enginar tarlasında altı ay önce verdiği eski bir pozu Ocak ayında servis ederek “tarımın yanındayız ve koruyoruz” demiyor.
Bursa'yı doğru projelerden koruma (!) içgüdüsü ya liyakatsızlık, ya da rantın kucağında oturmaktır.
Bursa halkı bu kazığı birden fazla kez yemiş toplum olarak, projelere bakarken ve değerlendirirken en az iki kuşak sonrasını düşünmelidir.
Bozbey Başkan'dan bu konuda bilgi tazelemesi yapmasını istiyorum.
Mustafa Bozbey Başkanın 18 Şubat 2014 yılında yaptığı basın toplantısındaki tespitlerini Nilüfer Belediyesi arşivinden okuyalım.
Bir dönem İstanbul Metropoliten Planlama (İMP) Merkezi Başkanlığı görevini de sürdüren Prof. Dr. Hüseyin Kaptan öncülüğünde üst ölçekli plan kararları doğrultusunda revize edilerek hazırlanan uygulama imar planı,geçtiğimiz yıl Nisan ayında Nilüfer Belediye Meclisi’nde kabul edilerek onay için Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gönderilmişti.
9 ay boyunca Büyükşehir Belediyesi’nde,açıklama yapılmaksızın bekletilen planlama çalışması geçtiğimiz gün hiçbir teknik ve yasal gerekçe gösterilmeksizin “Mevzuat çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi” şeklinde genel bir ifade yazısıyla Nilüfer Belediyesi Meclisi’ne iade edildi.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey,süreci değerlendirmek ve kamuoyunu konu ile bilgilendirmek üzere Nilüfer Belediyesi Nilpark Hizmet Binası’nda bir basın toplantısı düzenledi.
İade kararına sert eleştiriler yönelten Başkan Bozbey “Nüfusu hızla artan kentimizde daha yaşanabilir yerleşim alanları yaratabilmek amacıyla katılımcı bir anlayışla hazırladığımız,otoriteler tarafından Türkiye ve Avrupa’nın en büyük ve en çağdaş planı olarak gösterilen planımızın Büyükşehir Meclisi’nden dönmesi oldukça düşündürücü. Hiçbir teknik ve yasal gerekçe gösterilmeden,siyasi maksatla iade edildiği konuşulan planın iadesi,sadece Bursa’nın önünü kapatmak isteyen zihniyetin ürünü olabilir. Bursa için markalaşma hedefi olanalar,aldıkları bu karar hakkında Bursa kamuoyuna doyurucu bilgi vermelidir. Marka kent böyle çağdaş projelerle olur,“dedi.
Bozbey,Nilüfer’in batısında,Kayapa civarında 1000 hektarlık bir alanda “Sürdürülebilir ekolojik kentsel planlama” ilkeleri gözetilerek,Bursa ve Nilüfer’in demografik yapısını rahatlatmak üzere hazırlandığı ifade edilen ve yaklaşık 300 bin nüfusun modern bir yerleşim alanında yaşamasını ön gören plana olan inancını şu sözlerle dile getirdi: “Nilüfer Ekokent Planı’ ulusal ve uluslararası platformlarda da sunulmuş ve örnek proje olarak birçok ortaklığa konu edilmiştir. Örneğin Türkiye Belediyeler Birliği ile İsveç Belediyeler Birliği’nin ortaklığında “Sürdürülebilir Ekolojik Kentsel Planlama” başlığı altında yürütülen TUSELOG projesi kapsamında,bu bölgeye özel çalışmalar yürütülmekte. Tasarım ve katılımcılık süreci açısından dikkat çeken plan,Birleşmiş Milletler Habitat Temsilcileri’nce de ilgi çekici ve özel bir çalışma olarak değerlendirildi. Biz planımıza inanıyoruz. Meclisimizden yeniden geçirip seçimlerin ardından Büyükşehir’e göndereceğiz. Bu projenin uygulamaz olduğunu düşünmek,ne yazık ki bu düşünce sahiplerinin kapasitesini ortaya koyar. Biz bilgimize de birikimimize de güveniyoruz.”
“Plana siyasi açıdan bakanlar,bedelini vatandaşa öder”
Konuşmasında; sık sık,iade kararının siyasi olduğu izlenimi taşıdığını vurgulayan Bozbey,30 Mart seçimlerinin karara karşı vatandaşların da takınacağı tavır konuşunda önemli bir eşik olduğunu ifade etti. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde sandalye sayısı üstünlüğünü elinde bulunduran siyasi parti temsilcilerinin gurubunu işaret eden Bozbey “Sadece Nilüfer’in değil,yatırımcıların da ilgisiyle,Bursa’nın en önemli projelerini doğuracak bu plana siyaseten bakarlarsa,kentin önünü kapatırlar. Komisyonlarda ve ikili görüşmelerde projeye karşı olumlu tavırlarını unutarak iade kararı alanlar,aldıkları bu kararı iyi düşünmeliler. Eğer konuya siyasi açıdan bakıyorlarsa vay hallerinde. 30 Mart’ta aldıklarını bu kararın bedelini vatandaşa öderler,”dedi.