Bursa’da Ramazan Pidesi Kuyruğu gibi Konkordato Kuyruğu Başladı
Yazının Giriş Tarihi: 06.07.2025 13:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.07.2025 19:12
Bir kez ölmek yerine her gün ölmeyi tercih eden korkaklar muratlarına eremeden, silindir altındaki asfalt gibi ezilmeye devam ederler.
Peki kim bunlar?
* Bu faizlerle yatırım yapılmaz, faiz rantının ülkenin geleceğini ve çalışma barışını tehdit eder diyemeyenler…
* Türk Lirasının değeri dövizin kırkta biri olmasına rağmen, döviz baskılanarak faizin altında kaldığı için dayak yiyor ve rekabet şansımız bitiyor diyemeyenler...
* İçerde kontrolsüz hayat pahalılığı var ve bunun çaresinin dış ticaret ile olduğunu bilip de hracatçının kanı çekiliyor diyemeyenler…
* Arıza benden çıkmasın diyerek inşaat maliyetlerinin temelden satış fiyatının üç katına çıkmasına rağmen susan müteahhitler…
* Hiçbir yasal yaptırımı olmayan satış vaadi sözleşmelerine kanan, üstelik üç kuruş vergi ödememek için aldığı emlak değerinin düşük gösterilmesine izin veren uyanık(!) yatırımcılar…
* Yaşanan bu ağır krize rağmen demokratik haklarını kullanmayı bilmeyen çalışanlar…
* Meslek Odaları temsilcileri ve Başkanlar…
Son yerel seçimlerin birkaç il dışında iktidar seçmeni sandığa gitmediği ve de emeklinin kafa kaldırmasıyla kazanıldığını fark edemeyen muhalefet partilerinin, halk için ekonominin öneminin farkında olmamalarını şaşkınlıkla izliyorum.
Faiz rantı ile beslenen ve semiren benzincilerin değil, taşın altına elini koymuş gerçek iş dünyası ve ihracatçıların bundan tam iki yıl önce kurtuluş için, makinaların çalışması için, ihracat pazarlarını kaybetmemek için verdikleri reçete, dövizin 40 TL olması gerektiği idi.
Bunu yazdığımda bana o dönem patroncu diyenler de olmuştu.
Aradan iki yıl geçti döviz 40 TL ama ticari faiz %65, üretim maliyeti enflasyonu %100 leri geçince hem zaman hem de iş işten geçti.
Geçenlerde, çalışanları dışında her şeyi ile yabancı olan dünya markası bir şirketin temsilcisine işler nasıl diye sordum.
Çok değişik sektörlerde üretim yaptığımız için iş ve üretim sorunumuz yok ama kur düşük olduğundan kârlılık da yok dedi.
Kafamda döviz 40 TL barajı kurduğum için çok şaşırdım ve döviz daha ne olmalı ki diye sordum?
Bana, dövizin 80 TL olması gerektiğini, olmazsa Tekstil ve İnşaattan sonra Oto Yan Sanayi ile Gıda Sektörünün de felç geçireceğini söyledi.
Zaten zekât gibi dövizin kırkta biri olan Türk Lirasının değerini seksen de bire indirmek halkı aç bırakmaktır dedim.
Öyle bakma böyle devam ederse hem enflasyon hem durgunluk olur (Stagflasyon) ve halk aç kalır dedi.
Kontrolsüz fiyat artışları ve zamlar sıkı para politikası ile bir yerde dengelenir ve hatta geri döner, ama devletin de tasarruf etmesi ve halkın bunu görerek devlete güvenmesi şart diye ekledi.
Bazılarının, inşaat sektörü başta olmak üzere konkordato ve batış haberleri yangını karşısında saçlarını taradıklarını izliyoruz.
Bu konuya ayrıntılı bir şekilde değinmeden bir inşaatın otuzun üzerinde paydaşı ve tedarikçi sektörü olduğu bilmeyenlerin, kıt imkanları ile temelden giren yatırımcılarının olduğunu düşünmeyenlerin, meslekleri gereği saçlarını taramalarını normal karşılıyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman GÜRÇAY
Bursa’da Ramazan Pidesi Kuyruğu gibi Konkordato Kuyruğu Başladı
Bir kez ölmek yerine her gün ölmeyi tercih eden korkaklar muratlarına eremeden, silindir altındaki asfalt gibi ezilmeye devam ederler.
Peki kim bunlar?
* Bu faizlerle yatırım yapılmaz, faiz rantının ülkenin geleceğini ve çalışma barışını tehdit eder diyemeyenler…
* Türk Lirasının değeri dövizin kırkta biri olmasına rağmen, döviz baskılanarak faizin altında kaldığı için dayak yiyor ve rekabet şansımız bitiyor diyemeyenler...
* İçerde kontrolsüz hayat pahalılığı var ve bunun çaresinin dış ticaret ile olduğunu bilip de hracatçının kanı çekiliyor diyemeyenler…
* Arıza benden çıkmasın diyerek inşaat maliyetlerinin temelden satış fiyatının üç katına çıkmasına rağmen susan müteahhitler…
* Hiçbir yasal yaptırımı olmayan satış vaadi sözleşmelerine kanan, üstelik üç kuruş vergi ödememek için aldığı emlak değerinin düşük gösterilmesine izin veren uyanık(!) yatırımcılar…
* Yaşanan bu ağır krize rağmen demokratik haklarını kullanmayı bilmeyen çalışanlar…
* Meslek Odaları temsilcileri ve Başkanlar…
Son yerel seçimlerin birkaç il dışında iktidar seçmeni sandığa gitmediği ve de emeklinin kafa kaldırmasıyla kazanıldığını fark edemeyen muhalefet partilerinin, halk için ekonominin öneminin farkında olmamalarını şaşkınlıkla izliyorum.
Faiz rantı ile beslenen ve semiren benzincilerin değil, taşın altına elini koymuş gerçek iş dünyası ve ihracatçıların bundan tam iki yıl önce kurtuluş için, makinaların çalışması için, ihracat pazarlarını kaybetmemek için verdikleri reçete, dövizin 40 TL olması gerektiği idi.
Bunu yazdığımda bana o dönem patroncu diyenler de olmuştu.
Aradan iki yıl geçti döviz 40 TL ama ticari faiz %65, üretim maliyeti enflasyonu %100 leri geçince hem zaman hem de iş işten geçti.
Geçenlerde, çalışanları dışında her şeyi ile yabancı olan dünya markası bir şirketin temsilcisine işler nasıl diye sordum.
Çok değişik sektörlerde üretim yaptığımız için iş ve üretim sorunumuz yok ama kur düşük olduğundan kârlılık da yok dedi.
Kafamda döviz 40 TL barajı kurduğum için çok şaşırdım ve döviz daha ne olmalı ki diye sordum?
Bana, dövizin 80 TL olması gerektiğini, olmazsa Tekstil ve İnşaattan sonra Oto Yan Sanayi ile Gıda Sektörünün de felç geçireceğini söyledi.
Zaten zekât gibi dövizin kırkta biri olan Türk Lirasının değerini seksen de bire indirmek halkı aç bırakmaktır dedim.
Öyle bakma böyle devam ederse hem enflasyon hem durgunluk olur (Stagflasyon) ve halk aç kalır dedi.
Kontrolsüz fiyat artışları ve zamlar sıkı para politikası ile bir yerde dengelenir ve hatta geri döner, ama devletin de tasarruf etmesi ve halkın bunu görerek devlete güvenmesi şart diye ekledi.
Bazılarının, inşaat sektörü başta olmak üzere konkordato ve batış haberleri yangını karşısında saçlarını taradıklarını izliyoruz.
Bu konuya ayrıntılı bir şekilde değinmeden bir inşaatın otuzun üzerinde paydaşı ve tedarikçi sektörü olduğu bilmeyenlerin, kıt imkanları ile temelden giren yatırımcılarının olduğunu düşünmeyenlerin, meslekleri gereği saçlarını taramalarını normal karşılıyorum.