Ülkede yaşanan hayat pahalılığı ve ekonomik krizler için için global durgunluk, bölgesel savaşlar, pandemi, yabancı sermaye gelmemesi, az yağmur, çok soğuk, gibi gibi onlarca bahane bulup beraber çekeceğiz bu sıkıntıyı diyerek ama sonunda refaha ulaşacağız masalı anlatabilirsiniz.

Halk da vatan millet sakarya ve önemli olan beka diyerek bu masala inanır çünkü sürekli bu durumu yaşadığından bağımlılığı ve alışkanlığı var.

Bu millet onlarca kez bu son denilen acı reçetenin ilaçlarını içti ama her seferinde yine hasta oldu.

Bu millete iki anahtar vaad edilerek tarihin en büyük kazığı atıldı ama sonunda elindeki bir anahtarı bile kaybetti.

Bir tek havale edeceği makam vardı hepsini ona havale etti.

Belki onlar halkı sömürüp parayı buldular ama hiçbir zaman iyi insan olamadıkları için sağ olanlar hala eşinecek çöplük arıyorlar.

Bir ülkeyi üretim ve ihracattan uzaklaştırmak ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

Bir ülkede üretim ve ihracat biterse ekonomi belki entübe edilerek yaşatılır ama hiçbir zaman eski sağlığına kavuşamaz.

Döviz'e adeta kur garantisi faizle tutmaya kalkarsanız faizin kıçını kaldırırsınız.

Kur garantili mevduat ile Merkez Bankasına piyasadan döviz toplatıp dış borç ödemeye kalkarsanız tefecinin kucağında yaşamayı göze alırsınız.

İhracat yapmadan dövizi kendi haline bırakırsanız TL cinsinden ülkenin borcunu ödenemez noktaya getirirsiniz.

Bir ülkenin sıcak paraya değil, yabancı yatırımcıya ihtiyacı varken, borsanızı üçkağıtçılara teslim ederseniz, temiz para bulamazsınız.

Halka cuma hutbelerinde bile kara günler için biriktirdiğiniz yastık altı paranızı altınınızı atıl tutmayın, yatırımda değerlendirerek ülke ekonomisine katkı koyun hem kar payı kazanın diyerek hem de onları ahlaksız borsa hırsızlarına soyduramazsınız.

Ama soyduruyorsunuz.

Borsa sağlıklı bir ekonomi ister.

Böyle bir borsaya ise sadece kapkaçcılar girer.

Paramızın değerinin 40 misli olan dövizi ülkemize gelen turistler için bile pahalı bir ülke olduğumuzu biliyorsunuz da bizim bildiğimizi bilmemenize şaşırıyorum.

İhracatçı teşvik yerine cezalandırılıyor ve zararına da olsa ayakta durmak ürün satıyorum diyor ama sesini duymuyorsunuz.

Bu faizler ve üretim giderleri ile tepesine basılan döviz kuru içerde üretimi durdurur, dışarda pazar kaybına yol açar.

Mısır'a, Kuzey Afrika ülkelerine gidenler, BYD nin Tükiye'ye geldiği amaçla değil sadece yaşamak için gidiyorlar.

Hep bu millete güveniyorum diyorsunuz, öyle işler yapın ki millet size tekrar güvensin ve tekrar arkanızda dursun.

2000'li yılların ilk yarısının fabrika ayarlarına ve rotasına dönmek için pusulanızı mı kaybettiniz?

O rota bulunmazsa Türkiye Yüzyılını bulamayacağımız gibi geleceğin alacakaranlık kuşağında savrulacağımızı düşünüyorum.