SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

DIŞI TENHA İÇİ MAHŞER

Yazının Giriş Tarihi: 09.05.2025 20:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.05.2025 20:39

‘’Dışı tenha içi mahşer insanın’’ rahmetli büyüğüm Ömer Lütfi Mete ağabeyimin bu mısrasını aklım uçarı, yaşım çok toyken okumuştum. Anlamına ise Otuzlu yaşlarıma dayanmanın kıyısındayken varabiliyorum.

Bazı gerçekler insanın yüzüne hemen çarpmıyor, belki de yüzümüze bir şamar gibi vurulan gerçekleri görmek bizim pek işimize gelmiyor da olabilir.

Benim çoğu zaman işime gelmez de sizleri de Allah’a havale ediyorum.

Bunca kalabalıkta, yığınla insan varken nasıl olurda ‘’Dışı Tenha’’ olabiliyor insanın?

Bilmem kaç milyar insan varken nasıl yalnız kalabiliyor?

Olağanca kalabalıkta yalnız kalmayı becermiş insanın, nasıl olurda ‘’İçi Mahşer’’ oluyor? İnsan bir muammadır, içinde mahşeri yaşayıp, dışarıda sarp kayalar gibi tenha durabiliyor işte.

Hepimiz hüzünlerimizi aynı şekilde yaşamıyoruz sonuçta, İnsanın içi mahşer gibi kaynarken yüzünde tek bir mimik bile oynamaz bazen. Ama bizler insanlara her zaman kendi penceremizden bakıp yargılarız öyle değil mi?

Halden anlamadığımız sürece insanın dışı nasıl tenha olmasın ki?

Hüzünlerine, mutluluğuna ortak olamadığın biri nasıl kendini tenhada hissetmeyecek ki?

Çatık kaşlarınla sanarak baktığın insan nasıl olsun da yalnızlaşmasın...

Oruç Aruoba’nın da söylediği gibi ‘’Görkemli bir çürüme biçimidir, sanmak.’’ Bizler cüretkâr bir şekilde sandığımız müddetçe, her birbirimizin dışı tenha içi ise mahşer olarak kalacak gibi gözüküyor.

Ömer Lütfi Mete ağabeyimin (rahmet olsun) mısrası sinemize paslı bir bıçak gibi saplanıyor yalnızlığımızın farkına vardığımızda. Evet, hüznünü ve mutluğu bir ayıpmış gibi kendi içinde yaşayan sevgili dostum, Bizler kulları razı etmek için yaratılmadık ki, hem acının ve hüznün ayıbı, yanlışı mı olurmuş?

Olmaz elbette, olmamalı...

Bizi biz yapan acılarımızı, hüzünlerimizi ve mutluluklarımızı, “bir gazinin göğsünde gururla taşıdığı madalyaları” gibi taşımalıyız sinemizde… Ve unutmamalıyız hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, gün gelir yalnızlığımız da son bulur üzerine kasvet çökmüş yorgunluğumuzda. Hep birlikte tüm bunların son bulacağı o günde buluşmak temennisiyle…

Vesselam…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.